Yorulmaz mı insan metcezir yapmaktan?
İzler bırakıyorsun gittiğin yerde.
Sanki rotan iki duraktan ibaret.
Gidiyorsun akıldan kalbe.
Özlemekte güzelmiş aslında;
Mesela, sen oluyor her şey;
Sıfırla başlayan deli yelkovan,
Raks ediyor altında kadran.
Yüreğimin üzerinde çiy tanesi,
Sabahın dördüne vurduğu an.
Sen, kısa kelimeler güzeli...
Cümlene başlasam takılırım hecene.
Aklımda karelerce sen, titrerken ellerim.
Gizliden gizliye sevsem de öylece,
Son sayfamı bir sana ayırdım sevdiğim.
Anlamını yitiriyor bazen kim olduğun.
Yoruldum demek düşüyor bazen,
Öyle hâlsiz bir tavırla, öyle içten.
Dudağımdan adın çıkacak sanki,
Aklımdan dahi çıkaramazken.
Haberini duysam dünyam durur
Bir coşkun akarsu durmaz akar içime
Tepem dumanlı dağ, pus çöktü gözüme
Bıraksam kendimi şuradan usulca
Beni ne getirir, hangi yol çıkar kapına?
Aman vermez bu yollar, şu ırayan yollar
Bir hoşcakal bırakıpta gidiyorsun şimdi
Tepenin yamacına çöküp, izlerken seni
Ne kelâmım var ne de nefesimin sesi
Sabra bulan ey gönlüm! yokmuş çaresi
Bir sızı var şuramda senden armağan
Seninleydim bugün, o şehirde!
Sen oradaydın o en saf halinle.
Dar sokaklarda yürüdük yan yana.
Kolum omuzlarını kavramış halde
Kokunu çektim içimi yakarcasına.
Seni “özlemek”, sevdiğim;
Kaç karanlık geceyi yutturur gözlerime?
Kaç cümleyi susturur dudaklarımda?
Kâğıda düşmeden önce,
Satırlar dökülüyor usulca yüreğimden.
Sen, her cümlenin en güzel detayısın.
Bu yol çok ıradı, dilim varmıyor hâlâ.
Bende neyin varsa bin parça hâlde.
Bakamıyorum papatyaların yüzüne,
Kendimden kaçıyorum heyhatlarda.
Nafile, artık saklanma ayrıntılarda.
Gidiyorum derken son defa bak gözlerime
Kirpiğin alevli ok misali sapla dur sineme
Zaman tozunu savuracak elbet üzerime
Bari bir hançer yarası daha bırak gönlüme
Gidiyorum derken son defa bak gözlerime
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!