Bir dağın iki ayrı yüzüyüz seninle
Senin bağrın yeşillik, bahar bahçe
Karanlığı delemiyor yamaçlarım
Hasret kaldım yağmura, güneşe
Kokun gelirken esen yellerde
Nasıl anlatılır bilemiyorum
Sen hiç sensiz yaşadın mı?
Bir köşede kırıldı kanadım
Sen öyle çaresiz kaldın mı?
Ruh öldü beden ruhtan biçare
Bilmezdim sevmenin uzaklaştıracağını
Umduklarımın ise bu denli yabancı
Sevdikçe ıradı gözlerin, muhabbetin
En son sesinde gitti kulağımdan
Lezzeti kalmadı hevesimin
Ölüm değil inan, özlemin korkutuyor beni
Aklımı kaçıracağım bu ıssız yerlerde
Kaç yıl duymayacağım belki de sesini
Ardından bağıracağım gördüğüm düşlerde
Vur dedim, öldürdün göz göre göre
İstanbul seni anlatıyor şimdi
Bu kaçıncı gidiş kendimden?
Kırılmış onlarca parça hayali
Bilemezsin, yokluğunda sevmeyi
İstanbul seni anlatıyor şimdi
Mesafeler koysan uzunca aramıza
Aklımdan çıkabildiğin kadar uzaktasın
İzlerini silsen gittiğin yollarda
Düşüne sarıldığım kadar varsın
Geceye dost kıldın gözlerimi
Vurdun bari yarım bırakma ne olur!
Gel al içimde paramparça ettiklerini.
Olan olmuş, geçer deme ne olur.
Kabuk bağlar mı her yaranın üzeri?
Hayallerim dağ misali karşımda.
Geldin işte! geldin ansızın, oradasın
Tutamıyorum kendimi...
Yüreğim titriyor, senin vuruşun bilirim.
Buradasın işte aklımın orta yerinde,
Hani hep olduğun yerde.
Kalkayım diyorum yerimden, kalksam şöyle
Bir umut daha yolcu bu gece.
Tenhalaştı özlem durağı.
Uğramaz oldun, aklım kaldı.
Gidilir mi şimdi hayallere?
Yorulmaz mı insan metcezir yapmaktan?
İzler bırakıyorsun gittiğin yerde.
Sanki rotan iki duraktan ibaret.
Gidiyorsun akıldan kalbe.
Özlemekte güzelmiş aslında;
Mesela, sen oluyor her şey;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!