Bir karınca yükünde zaman
Ağır ve yavaş
Durmuşçasına inat
Sağır ve kör
Yok olmak istercesine
Ama sonu olmayan...
Adım, anamın rahmine düştüğünden beri
Mahur bir ezgi oldu sesimdeki bu tını
İvinti bir noktada karışmış cismimle gölgem
Bazen peşimden bir ışık uzar, ardından siyah siluetim
Sus pus olur zaman
Adın öyle bir yerde durur ki
İki pıtırtı
Kavşak
Ardından ölüm...
Ellerimde cam kırığı
Uğrak sevdalar tali yol ararlarmış kendilerine
Akşam biletçi kadın söyledi
Bir bilet almalıymışım
Dert tasa kalmazmış o zaman
Üç kuruşluk piyango
Bir cüzi acziyetin esiri olmaktansa
Yeğlerim toprak olup ararım mahşerimi
Aşkın âmâ gözleri, sunarken bana hayat
Aslolan sevda için yaşamaktır hakikat
Dört elif kadarınca kısa olan ömrümün
Dış kapıyı açtım
Sessiz bir çığlık
Karşıladı beni hoşgeldin diye
Tefekkürle başlıyor burda yalnızlık
Tanrım çıldırmak bu olsa gerek
Bir camekânın önünde yürüyen kalabalıklara eş yalnızlık
Topuk seslerine armağan kılıyorum kulaklarımı
Soruyorum bu sattığım avarelik kimin tecellisi?
Ve cevap: Tanrılar kulağıma fısıldıyor
"Arzla talep kavgası seni yarattı''
Kaldık yine baş başa
Bir demir çakmak
Bir kaç hatıra
Bir de aziz dostum cigara
Ben seni her dem niye yâre benzetirim bilir misin?
Gece olunca
Kırılsa yelkovan
Kırılsa akrep
Ve saatin tık tık ları sonsuzluğa asılsa
Sen olsan yanımda
Birde sen yokken hayalin
Kız ney'im ne de güzel işliyorsun nefesi
Kendimi Mevlana'yla semahta buluyorum
Başparen dudağımdan öyle nazlı öpüyor
YUN/US'umun aşkını seninle soluyorum
Bolâhenk yüreğimin Tanrıya kapısısın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!