Bazen küçük bir kulübe
Bazen bir dağ başında
Yapayalnız bir kıl çadırda
Ya da toprak bir damda
Su sızar duvarlarında
Varsa orada huzur
Akdağ'ın gölgesine sığınmış
Çayın başında bir köy Çaybaşı
Burada gün inerken yavaş yavaş
Bitmez yürekte keder gözlerde yaş
Şehrin uğultusundan uzak mor dağlar
Kâh hüzün kâh sevda kokar
Mücahit TANILIR'a ithaf olunur
Bir akşam üstü Nemrut'tan bakarım Tatvan'a
Van Gölü'nde gün maviye çalarken
Ahlat'tan giderim Van'a
Ağustos böceklerin serenat mevsimi
Denizlerin yakamozları kıyılara karışık
Usulca okşar tenimi ıslak meltemler
Suya düşen gölge gibi
Sırılsıklamım
Yüreğim titrek
Eylüllerde yürürdük üşüyen bulvarlarda
Yağmurlar ıslatırdı bir bizi bir güneşi
Tut elimden sevgilim yasak benim aşklarım
Islanalım yağmurda yasaklar kederlerim
Eylüllerde hüzün var sitem kokar yapraklar
Oğul firarinin yedinci mevsimi
Zemheri ayı kar sarmıştı dünyayı
Rüzgarın uğultusu yankılanırdı yamaçlarda
Bingöl en fırtınalı gününü ağırlarken
Hüzün yüklü trenlerin sığınağıdır
Genç istasyonu ,
Yüreğimin rayları sökülmüş
İçimde devrik vagonlar
Giden
Her yolcu bir gurbet
Kalbin akasyaları dökülüyor
Mevsim bahara gider,açar güller
Ben biriktirdiğim anılarla gidiyorum
Bu şehirden,
Sessiz bir çığlık bırakarak
Heybemde hüzün ,ayrılık, aşk, isyan
Gitme
Bahar gelsin
Karlar erisin
Kır çiçekleri savrulsun rüzgarlarda
Laleler kırmızı mendil sallasın yaylalarda
Gökyüzünde yıldızlar göz kırpnca her gece
Ay ışığı özgürce mor dağlara düşünce
Şehrin ışıkları burda erken sönünce
O vakit sevişirim hayalinle gizlice
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!