Yürüyen ayışığı
Özgürlüğüme inat
Aydınlatır gövdemi
Gecenin bir vaktinde,
Sorgularcasına,
Takibe almış beni
Veda vakti geldi, son bir kez el sallayacağız
Kızıl güneşe son bakışımız olacak bugün
Son kez Ege’ye yıldızların düştüğünü göreceğiz
Her birimizin yıldızı ayrı ayrı düşse de
Yan yana yatacağız. Birlikte yürüyeceğiz sıratı
Yıllardır süzülen kayıklar işte ulaştı sahillerimize
Dicle kenarındayım
Yine bu akşam
Barut kokusu sinmiş berraklığına
Acı ve hüzün var yine bu akşam
Bir mavzer sesidir akışı bozan
Ansızın sitemli bir haykırışla
Çocukluğunda kaldı onun eşref saati
Ankara’ya gidince geldi eşek saati
Kuş gitti taşa değdi, baş gitti arşa değdi
Ardından şakşakçılar mebusum yaşa dedi
Müderrislik unvanı güdemez bir kervanı
Sanma ki bitmez devran,zamanın geldi geçti
Sol yanını görmeden sağından geldi geçti
Ben istemem demekle siz yine inanmayın
Göz açıp kapamakla bir zübük geldi geçti
Kimden bize hediye, benzer nankör kediye
Murat’a bırakıyorum
Töre zulmünden kaçan sevdamı
Ulaşmak üzeredir, mavi denizlerine
Vuslat ölümdür, sevdalar için doğuda
Özgürlüğe giden direnişin adıdır.
gitme elfina,
gelişin bir düş gibi,dünden kalma
bir kuşluk vakti.esintiler esrik.
Öyle bir zamanda elfina.
Bir Akdeniz ülkesinde gördüm seni
Usulca eriyip giden zamanda,
Voltadayım yine kaldırımlarda
Koyu gecelerin yalnızlığında
Bir asker nöbette Bingöl yolunda
Hasret kaldık yine suya
Gelecekti bu yıl güya
Meğerse gördüğüm rüya
Neredesin Devlet Baba
Altı yıldır açık kuyu
Sarmasın seni gurur
Sarmasın seni kibir
Musallat olur bir sinek
Etrafın etten olsa da duvar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!