Oynanan, hayat perdesinin son oyunu.
Alkış tutanlar artık umutsuz ve çaresiz.
Rahat bırakmaz ki ölüm denen gerçek.
Güneş, hasret kalacaklara son kez vurulur.
Gelmez denen o büyük gün gelip çatar.
Gün olur,
Dağların arasından akan,
Çoşkun sular durulur,
Gün olur,
Kıvrım, kıvrım bükülen,
Hislerim doğru söyler,
Beni yanıltan gözlerin.
Hislerim bırakma der,
Seni bırakan ellerim.
Hislerim deli ve dolu,
Yaprakları döken,
Rüzgar mı, mevsim mi?
Ekinleri yeşerten,
Toprak mı, yağmur mu?
Tarlada pamuk toplayan,
Eller gibiydi yüreklerimiz.
Hırpalanmış umutlarımızı,
Ahımızı duyanlar anlardı.
Yaz sıcaklarına bıraktık,
Gölgeler arayıp durma gönül,
Gölge sende sen gölgelerdesin.
Sırata bakıp ağlama ey gönül,
Sırat sende, sen sıratlardasın.
Sevgili arayıp da durma gönül,
Sevgi sende, sen sevgilidesin.
Sen ve ben topraktandık.
Aynalara cam olup takıldık,
Sen ve ben kuru ağaçtandık
Boş sayfalarda karalandık
Senle ben akrep ve yelkovan
Birbirimize zamansız kurulduk.
Yağmur, alıp götürür benden,
Nem kapmış düşünceleri,
Kuru bir ben kalırım.
Yalnızlığımı yağmura verip,
Yalnızca kalbimle kalırım.
Anlamaz beni keman, ağlarım,
Dil, Allah, Allah der,
Dünya, Allah'a döner.
Başlarımız, secdede,
Ellerimiz, kıyamda,
Yürekler Allah'a bağlanır.
Geç de olsa anladın şair,
Aklı kötüleme hezeyanına,
Gönlünü yüceltmek adına,
Maalesef ortak olmuşsun.
Senden öncekiler gibi sende,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!