Nasıl sevmem ben seni, nasıl bağlanmam sana,
Yalnızlık zincirini kıran sen değil misin?
Nasıl bağrıma basmam, ah nasıl yanmam sana,
Güneş gibi ufkumu saran sen değil misin?
Sevginin en safını yüreğimde saklarken,
Çok şeyler beklemiştik, çok şey ummuştuk senden,
Vazgeçtik, bize eski halimizi geri ver.
Çok çektik kendisini zeki sanan insandan,
Akıllıdan faydalı delimizi geri ver.
Makinan ve fabrikan sattı bizi yarına,
'Dünyanın sonu geldi' deseler inanırdım,
Ansızın geleceğin hiç aklıma gelmezdi.
Unutuldum bir daha hatırlanmam sanırdım,
Kapımı çalacağın hiç aklıma gelmezdi.
Sormayacağım sana ay mı geçti, sene mi?
ASIL FETİH
Dünyayı elde etmek değil asıl marifet,
Geliyorsa elinden önce bir gönül fethet…
(İhsan Gürbüz – 17.11.2008 – Alanya)
Yıllar yılı yürüdüm hep peşinden,
Yollarında iz oldum bu sevdanın…
Benimle yoğruldu ta en başından,
Hamurunda öz oldum bu sevdanın…
Hüzünlendim bu gece, hatırladım da seni.
Sudan bir bahaneyle gitmesen ne olurdu?
Oynamaktan bıktığın oyuncak gibi beni,
Elinin tersi ile itmesen ne olurdu?
Davullarla, zurnayla, halaylarla yolladık,
Hepsinin adı Mehmet, hepsi birer candılar...
Anaların kuzusu, babaların gururu,
Bıyığı terlememiş birer kahramandılar...
Bir reklamın etkisiyle...
“Yoruldum” deme nafile,
Taşırsın düşmanı bile.
Muhtaç ettin bizi ele;
Sanki sırtında biz yüküz,
Fotoğraf; İhsan Gürbüz
Parayı bulunca ah şu insanın,
Neler neler ettiğini duydun mu?
Tavuk bile değilken, horozlananın
Kostak kostak öttüğünü duydun mu?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!