Adam şöyle bir gerinir döner sarılır büyük bir güvercinin göğsüne
tam otuz adet vagon geçer peşisıra
karışır yürek sesine
gözleri gider gelir kısa mı kısa bir yolculuk
uykulu uykusuz
bulutlar başka türlü akar vagonlar başka ve kanatlar
Annem de bir melek artik ona aglayamam
Yokluğa sığınamam artık yok diyebilmek icin
Kendi içinde yolu tükendi etimin
Bu cam temizleyenler elleriyle hani
Belirsiz bir gelecege el sallar gibi
Gizli su şakaları yapan çocuk esnaf sınıfı
adın ayışığı demek
yani sütten ışık, yani denizden ışık, çakıldan işık
adın ayışığı demek
yani dokunmak, dokunamamak
adın ayışığı demek
şiir samimiyet gerektiriyor, aynen mutlu yaşamak gibi
ve kelimelerin, aynı bir insanın olması gerektiği yerde olması gerektiği gibi;
farkındayım bir totolojiye benziyor bu,
doğru kelimelerin içinde olması gerekiyor.
Şiir için işte, insan olmak gerekiyor
Ama ne zor şu tüccar kavim içinde erzincan
Biz kurbağa yavruları, kocabaş yani.
Suyun içinde yüzen
siyah bilyeler,
Suyun içinde, dalın içinde,yaprağın içinde,
çocukların gözlerinin içinde,
Bize çay getir, dedi adam
Çayları tazeleyim mi abi, dedi garson
Bi çay daha ver,dedi adam.
seninle aramızda bir serçe çetesi var, konup göçüyorlar, konup göçüyorlar, yerle gök karışıyor birbirine. bir nişan yüzüğü eğimsiz, pürüzsüz, ya da küçük de olsa işlemesiz olmamalı diyorum; serçeler de ha uçarken ha kaçarken kendilerini bir bırakmazlar mı; eklemlerini salarak, işte böyle bir fertil–döngü kursak aramızda kuşuçuşlarından, çetelesini de tutmasak kursağımızdakilerin.
Çocuk uzanıyor dala
Elma orada duruyor
Onunkisi açlık mı
Elmanın bir fikri yok
Doğuyor güneşle ve batıyor ayla
Ne bulutlar umurunda ne akarsular
Biliyorum martıları sevdiğini
Halbuki balık hırsızı onlar
Nasıl titriyor bak
Haberler getiren rüzgara
Derdi ki anneannem
Guzuum, eskiden,
altımızda yarım hasır
üstümüzde mevlam hazır.
şimdi altında koca bir dünya,
üstünde koca bir evren,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!