Kalbine yenik düşmüş bir erkek gölgesiyim
Kuşlar almaz rüzgarımı,su taşımaz yaprağımı
Eğri bir dal duruşuyum,meyvesiz salıncaksız
Varsın adımlar hızla uzaklaşsın yanımdan haziran 2004
arkadaşlar dokuz doğuruyorlar göğü
altında bulutları kumruları
sonra kayaları deniz kıyılarında
ve ısrarla ağını arayan bir turna balığını
yenimahallede bir ayakkabıcı
vakit nasıl geçiyor
soracak olursanız
açtığınız yaralarla
ince oyalanıyorum
Öyle laf olsun diye
beline takmamıştır dikenini
gözünde en güzel yerindedir kirpik misali
sarar çevresini
dialektik çiçektir
kıraç toprağın gülü
Şu güneş şu yaprak
Güzel gözlerin
Rüzgarın perdesiyle savrulmasaydı
Şımarık gamzelerinde topaç döndürecektim
Asıl mesleğim bu kasım 03
Ah şerbetli Manisa!
Şekerinden damlayanlarla
besleniyor güvercinlerin.
Spil’ de kanatlanıyor
kürt çocukları.
ulan erzincan
kayıpsın arasam arasam
otobüste duvarda
dönünce orada burada
ben erzincanlıyım ulan
gördün mü beni o kanlı ırmakta
Yalvacın sırtlarında
badem ağaçlarının sohbetindeydim yavaş
gün bulut gibi ağır ağır ilerliyor
tilki ağır, oturmuş turuncu üzümüne bakar
hüzünlü
güneş sultandağlarından doğuya doğru devriliyor
Üç serçe bugün yanyana yanıma kondular
Korkusuzca durdular
En fazla üç saniye kaldılar
Ben de onlara uydum;
Sapan mesafesinin dışında ve en fazla dört saniye,
Öylece durduk.
Sesin uzanmış yatıyor
Bir acem borusu çiçeğinin içinde
Uyuyor mu demeliyim uzanıyor mu
Ağdasını almış turuncu bir uyuşukluğun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!