1979 İstanbul doğumlu...
İstanbul'da özel bir bankada Müşteri Hizmetleri Yetkilisi olarak görev yapmakta....
Yirmi yedi yaşım,
ne kadar da dertli başım,
gençlik gidiyor elden,
ah benim yirmi yedi yaşım...
gülerken ağlar içim,
severken susar dilim,
Bir şiir yazarım;
dağları delerim,
okyanusları içerim,
kim karışır ki....!
Kor alevlerde yürürüm,
Gençliğimin baharında koparıldım sevdalardan,
her başlayan ilişkide yeşerip açmadan kuruttular dalımda,
en sert esen rüzgarları almışken arkama,
fırtınanın önünde attılar hiç acımadan,
en azgın sellere göğüs gerecek yüreğim varken,
yüreğimin en sevgi dolu yerini koparıp aldılar benden...
Günlerden yarın ve sen yoksun,
ördek dudakların geliyor aklıma
ve kahkahalı telefon görüşmeleri,
masum ve küskün bakışların beliriyor gökyüzünde,
bulutlar ağlamaklı...
Bir şehir var uzaklarda bildiğim,
ayakları yalın,çıplak ve nasırlı
gözlerinde kurumuş gözyaşları
sanki binlerce yıl ağlamış gibi,
rüzgara aşık kokusu savrulurdu,
kalbime girdiğin ilk gün ki sıcaklığında sevdan,
ne başka bir kalpte,nede başka bir göz de yokum,
ben sensiz yokluğumun sancılarında varım,
beynime kazınmış adının harflerinde alfabem sensin...
sonu olmayan bir yolun asfaltlarıda olmazmış sevgili,
oysa ben adım attığım her yere aşkının ayak izlerinide bıraktım....
Genç ve güzel bir kızdı.Yağmurda ıslanmayı,gökyüzündeki yıldızlara bakıp onlarla konuşmayı,gezmeyi ve eğlenmeyi çok severdi...Hayat ise bunlardan ibaret değildi ve farkındaydı...mücadelesi,idealleri ve kaybettiği değerleri vardı,kimi zaman mağlup olduğu,kimi zaman kazandığı savaşlarının yanlız kahramanıydı...
Düşlediği ve hayal ettiği o peri masallarındaki mutluluk gözyaşlarında saklanıyordu...oysa ki çok az ağlardı,suratı düşerdi,dudakları sarkardı,tek kelime konuşmazdı,saatlerce susabilirdi...Sevmek ve sevilmek isterdi ama sevgisini belli etmez,sevildiğini ise hissetmek isterdi,bazen ufak bir dokunuş,bazen kelimelerle anlatılmayacak bir bakış,bazende dikenleri üstünde kırmızı güller,yüzündeki tebessüme sebebiyetti...
Çevresinde olup bitenleri çoğu zaman umursamazdı,ona göre hayat çok kısaydı, aslında istediğini yaşamak yaşarkende kendi dünyasında mutlu olmak ona yetecek kadar değerli ve vazgeçilmez bir tutkuya dönüşmüştü...
Hayatın getirdiği ve olmasını kimsenin engelleyemeyeği bir gün; genç bir erkek karşına çıktı,aklından geçen ilk düşünce 'evet benim evleneceğim erkek bu insan'diyordu genç kız ve sadece demekle kalmıyordu..Uzun bir birliktelik yaşanıyordu,iyi ve kötü günleriyle,sevinçleriyle,hüzünleriyle bu ilişkide sınırlar aşılıyordu yasaklanmış zaman dilimlerinde...
Mutluluk ve hüzün kardeşti,bazen yanyana, bazen sırt sırta bazende kilometrelerce uzaktılar,iki kalp bir bedende çarparken.......
Göz yaşlarım var
sözlerle anlatılmayan...
düşüncelerim var,
yasaklı olan....
titreyen ellerim var,
şiirlerle buluşan...
Evet;
Başlangıcı olmayan bir yolun sonuda olmazmış sevgili,
Karanlık bir gecenin içinden aydınlığı kucaklamak kadar zor,
Okyanusların ucsuz bucaksız derinliğine dalmak kadar imkansız,
Kara kışın ortasında ayak yalın dolaşma,belki de zatüreye yakalanmaktı,
Senle hesaplaşmak isteyen yaşamın en zor sınavıydı belki de bu..!
Seni sevmek,seni hissetmek,çöldeki susuz toprakların bir damlaya olan eşsiz güzellikteki özlemi,serabı oluyordu gözlerimde....Zamana yenik düşen tüm kayboluşlara inat, hayata yeniden doğuş oluveriyordu her tebessümün...
Her mevsim seninle sarı,beyaz,gri ve mavi renklere bulanıyor bir gökkuşağı olup dünyama renk katıyordun...Tüm hayallerim seninle şekilleniyor,tapılacak anıtlar kuruyordun gönül mabedime....
Efes'le Milas'ın annesi olup cennetin tüm güzellikleri ayaklarına seriliyordu...Yavru kartalımız,kartal yuvasına ne kadar da güzel yakışıyordu...
Biraz patates kızartması,biraz makarna aslında tüm yemeklerden de güzeldi oysa ki....
Kalbime giden her bir damarda sancılarım,sızılarım var şimdilerde....Beynimi kemiren,kulaklarımı sağır eden uğultularla uyanıyorum yatağımdan...Bir soğuk duvarlar şahit, birde gecelerin karanlığı tüm gözyaşlarıma....
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!