Günlerdir ayrıyım gözlerim solgun,
Senin kucaklarına doymadı oğlun,
Benimde her zaman masalım bozgun,
Gel artık oğlunun yanına anne...
Yeter anne yeter bu kadar yeter,
Yemyeşil bir çayırın ortasındayım
Minik taşların üzerinden süzülen,
Karşımda tertemiz akan bir dere.
Kenarında gelincik,
Ve gelinciklere minicik öpücükler konduran kelebekler.
Bu tarif senin kalbin/ başka bir varlığın tarifi değil.
Nihavent bir peşrev çalarken radyoda
efkarım aniden debreşti yine ve/
başladı yolculuğum aşk yolunda
ister arzu eyle ister eyleme ne/
laf dinliyor kalbim,ne de söz geçiyor gönlüme
Güldü dudaklarım,
Esmerdi yüreğim,
Senin yollarını gözlerken.
Sevdam hasreti kundaklıyor,
Kızgındı güneş,
Saçların ipek
Ve saçların gökkuşağı rengi tonlara bürünmüş
Çiçek serası
Saçlarını perde ederim gecelerime
Gözlerini yıldız.
Sevdalı iki serçeyi düşün
Seni görene kadar
mutluluğun resmini çiziyordum
seni görünce kaleme, fırçalara
hatta tuvale, boyalara
kızdım. Kızdım. Kızdım.
Güneşin her sabah alnını öptüğü
narin küçücük pembe çiçeklere benziyor gülüşün…
seninle başlayan günüm
sevinçlerle yapraklanıyor her sabah,
sevgi çiçekleri açıyor her dakika her saat
zaman akıp gider mavi bir göğün altında…
Korkma! Bir tanem
Susma! Sevdiğim
Çekinme! düğümlenmesin boğazına boşuna
Söyle! İçine dert olmasın
Bırak! ne olacaksa olsun
Bırak! inceldiği yerden kopsun ipler
Gülen gözlerimin içi
Kalp damarcıklarımın içinde dolaşan,
Yüreğimi kuşatan melek,
Gözlerimin içinde var olan mercekte,
Gönül köşemin her yerinde…
…
Umut çiçeğisin dağlarda yaşamın
Gözlerinden bir yudum nefes alıp
Seni yaşıyorum.
Yağmuru dilenen kuru toprak gibi
Her sabah nefesini soluyorum.
Başımın üstünde yağmur yüklü bulutlar var şimdi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!