Saf ve apak bir şekilde aşığım sana
Yüreğimde bir orman tutuşuyor hep
Derin çekilmiş bir nefesin
En boğuk sesiyle söylüyorum
Seviyorum…
Balın şehvetine kanmış arıların
Şu an saat bilmem kaç yani yine bir akşamüstü
Ve ben yine yalnızlığımla beraber çay içiyorum
Hiç şekerli
Aylardan hangisi olsa fark etmiyor iki üç saat sonra gün bitecek
Hava birazcık serin gibi
Senin yanımda olmanı istediğim akşamlardan birisi işte.
yine daldım
gözlerim odaklandı
baktığım her yerde sen vardın
bakıyordum
görenler düşüncelisin bu sabah dediler
oysa ben gözlerim kapalı
bir anlık gafletim
sana nasıl bu tür sözler söylerim
kem söz söyleyecek dilimi keserim
yüreğimdekileri biliyorsun
bitanesin, özür dilerim
Sarıl bana haydi sarıl
Dağılıyorum tespihin taneleri gibi
Bir dilim nefesinden ver bana
Bilirim yetinmesini.
Senin adının genişliğinde büyüyorum ben
Ey dilsizliğimin dile gelen sevda cümlesi
Yolların çıktığı her yerde sen
Göz kırpan dalgalarla naz yapan
Gel diyen buz mavisi ve turuncu parıltılar üzerinde,
parmak uçlarınla süzülen sen..
Işık cümbüşleri içinden geçerek yavaş-yavaş yükselen sen.
Parçalıyım/
Gökyüzünde dolaşan bulutlar gibi
Sıkıntılı bir hava var içimde
Yağamıyorum /
Çok Doluyum/
Akamıyorum/
Damlalar yüreğimi dağlarcasına vuruyor
Özlemlerim ve özlemin/
Yağmurlar gibi yağıyor üstüme
Bir rüzgâr alıp seni
Benden uzaklara götürüyor.
İçip/içip besleniyor çiçekler
Uzun zamandır lâl sessizlikler var bende
Bu sessizlikler içinde konuşmayan bir rengim
Maviyim…
Sen, oyalı, işlemeli dingin bir deniz
Ben, sendeyim…
Mümkün olsaydı senle aşkımız
Haykırırdım denizlere, göklere
Seni ne çok sevdiğimi
Kum tanelerine anlatırdım tek tek bıkmadan
Onlar bile şaşardı bu sevgiye
Mümkün olsaydı eğer.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!