İlk önce tutsak et kendini.
Anla çaresizliği, anla sahipsizliği.
Hadi kır şimdi bütün zindanların kafeslerini.
Parçala kendini, haykır dünyaya.
Bir bak, duyan var mı seni.
Bugün, hava çok sahte kokuyor.
Güneş bile sanki yalandan doğuyor.
Geziyorum da mutluluğun başkentinde.
Bakıyorum da her köşede biri ağlıyor.
Sessizliğin sesi, isyanı olmak isterdim.
Ben kadının asil ve cesur olanını severim.
Öylesinin karşısında ceketimi iliklerim.
Kadınlar kitap gibidir.
Önemli yerlerin altı çizilmeli, not alınmalı.
Sayfaları çevirirken nazlandırılmalı.
Papatyalar kokunu getirir.
İçtiğim kahve gözlerini hatırlatır.
Yıldızlar dileklerini,
Gökyüzü yüreğini anlatır.
Sigaram efkarımı,
Su güzelliğini anlatır.
Bazen kağıttan gemi yapar mutlu olurum.
Bazen de takarım çelengimle yıldızlarımı.
General olurum.
Açarım gözlerimi ve asker olurum.
Kendi kendime emirler yağdırırım.
Onlar hain dedikçe kahraman olurum.
Kurulan hayaller, şimdi neredeler.
Durmuyor zaman, geçti seneler.
Düşlerde kaldı gülüşler.
Hep, olmak zorunda mı terkedişler.
Yıkıldı dünya, koptu kıyamet.
Son sigaram her seferinde çabuk bitiyordu nedense.
Ve son sigaramın dumanı,hep gözlerimi yakıyor.
Haykırışların çaresizliği ızdıraplar çektiriyor.
Ve yalnızlık tek kişilik değildi,
Hiç kimsede bilmiyordu.
Gözlerindeki salıncakta sallanmayı,
Gülüşlerin düşüşlere geçtiği bir gecede,
Dolunay bir uçurumdan aşağıya düşer.
Zifirinde kaybolursun karanlığın.
Ve tüm hayaller bir yabancının eline geçer.
Hiç ağlayıpda gözünden yaş gelmediği oldu mu?
Hep, unutmaya çalışan değilmiydik.
Gün geldi unutmadık mı birbirimizi.
Sadakate and içen değilmiydik.
Neydi bu bitiren bizi.
Acaba sevdanın da varmıdır rengi.
Aşk, susuzluk gibi.
Kurudu yüreğimin damarı.
Yüreğim, artık bir et parçası.
Acaba aşk, böyle mi yaşanmalı.
Koptu beynimin fırtınası.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!