Şüphe böceği kemiriyor düşüncelerimi.
Beynim bitti, sıra iliklerime indi.
Yetmedi bir de yüreğime girdi.
Yanlış yola soktu tüm gerçekleri.
Vefa amca, merhamet dedeye gitti.
Bak sevgili ne hallerdeyim.
Yokluğundan beri avareyim.
Şimdi aşkımı kime söyleyeyim.
Yoksan şehrimi terkedeyim.
Gün pazar, saat sıfır iki kırk beş.
Bir kaza sonucu vuruldum sana.
Kaporta sağlam kaldı.
Patlamadı hava yastıkları.
İçerisi pert...
İçerisi paramparça.
Sana arkadaş demiyorum.
Hayallerimin tepesinden düştüm dikenli tellere.
Parçalandı umutlarım, rüyalarım bulaştı her yere.
Yazdım...yazdım da derdimi anlatamadım kaleme.
Şimdi güneşi elime versede rest çekiyorum.
Ağlarımda ağlatan da nedir niyet.
Şehrin tüm bu gürültüsü içinde...
Sessizliğim olur musun?
Hiç kanamadı yaralarım, hep sızladı.
Sızıma çare olur musun?
Kalbim hep rutin sesler çıkarır.
Kalbimdeki nağme olur musun?
Issız bir ada'dan,
Uzaklaşmaya çalışan bir saldı benimkisi.
Gömleğim olmuş yelkenim,
Ellerim olmuş küreğim.
Tıpkı robinson crusoe misali.
Bazen bulutların yansıması denize vurur,
Bir rüya idi bu.
Sebepli sebepsiz dalışlarım.
Anlamsızca bu şehirden kaçışlarım.
Ve hep sonunda sana varışlarım.
Bir bela idi bu.
Kafamın içinde sorularım.
Hayallerime yağdırdığın bombaların çukurlarındayım.
Yanık düş kokusu buram buram.
Yüreğinin şarapnelleri batıyor her yanıma.
Acıyor...acıyor ama ağlayamıyorum.
Yağmura hasret kaldı rüyalar.
Yasaklarda sevdim seni ben.
Kanunsuz ama düzenli.
Çılgınca ama çok masum.
Uçsuz bucaksız.
Deli gibi anlayacağın.
Sahi, nasılda okşadın gözlerinle gözlerimi..
Nasılda sıkı sıkı tuttun, ellerinle yüreğimi..
Sahiden nasıl esir aldın beni,bir gülüşünle.
Sahi...biter mi bu ceza beklemekle.
Oysa neler saklamışım sana zula cebimde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!