Dediler bir kız var, tam sana göre,
Devranı deminde, örük örüyor.
Damarımda kanım, yol vura vura,
Deh deyip damlasam, cana yürüyor.
Elçiler gönderdim, eğerli takım,
Uyandım sabaha bülbül avazı
Sonbahar rüzgarı yaprak uçuyor.
Haziran temmuzun kalmamış yazı
Ayrılmış dalından hasret saçıyor.
Bahçemin yeşili sararmış solmuş
Kar yağmış dağlara denize yakın
Yirmidört kasımda arar rızkını.
Açılan çiçeğe hükmüne bakın
Yüklemiş yükünü sarar rızkını.
İkindi güneşi ısıtmış bunu
Toprağı tavında heder eylemiş,
Vurmamış kazmayı, çöl diyor bana.
Har vurmuş harmanı, rüzğar eylemiş,
Kaybolmuş taneler, bul diyor bana.
Menşei membaı, marifet iken,
Bekle sahildeyim gelecek gemi
İskele çarkından vuruyor beni
Dalga kıran duvar açıldı yanı
Barınaksız kuma seriyor beni.
Yasaklı avcılar sahaya girmiş
Gençliğin dünyası halde uçarken,
Bulutlar içine daldın sevdiğim.
Taze tomurcuklar dalda açarken,
Arıyı çiçeğe saldın sevdiğim.
Sözlü yüzük ile ahit eyledik,
Eğmeğin başınız, dik dursun yavrum,
Gelecek nesiller, sizlere bağlı.
Ceddimiz Osmanlı, tek görsün yavrum,
Ayakta öz güven, dizlere bağlı.
Ne analar doğdu, bu topraklarda,
Gümüşhane'mize amblem yapılmış,
İcmali mağnasın bilen söylesin.
Tarihi geçmişe acep ne olmuş,
Cehlim hoş görüle bulan söylesin.
Bahçe bağlarında elma simgesi,
Kur’anda beyan olundu,
Gidin görün arıları.
Nahıl suresi anıldı,
Gelin görün arıları.
Vahyolundu arılara,
Mevlam yaymış kıtalara,
Muhabbet köyleri,ihya ederdi,
Gelin görün şimdi,bizim köyleri.
Sağlık idi varlık,yoğudu derdi,
Gelin görün şimdi,bizim köyleri.
Düğün bayramlarda,ferman güzeldi,
Sabah erken kalkar,tarla sürerdin,
Yer içer dinlenir,sonra gülerdin,
Kişneyen dor atı,gider yemlerdin,
Baba niye geldin köyden şehire
Güler eğlenirken,koşar dururken,
Yaşlılık geliyor,var yavaş yavaş.
Çağlayan damarlar,kanı kururken,
Yaşlılık demine gir yavaş yavaş.