Adını sen koy,
Bende ki,
Tarif edilmez duyguların,
Kalbimde ki,
Durmak bilmeyen,
Çarpıntının.
Adı konulmamış bir macera sanıyordum,
Sana olan tutkumu,
Farkına varıp da anladığımda,
İçimi sarmıştı,
Bir yanımda bahar coşkusu,
Bir yanımda yalnızlık korkusu..
Kalplerden dudağa inince o sihirli kelimeler,
Ve gözlerin dilini öğrendikçe sen,
Aşka dair ne varsa çözeceksin,
Yaşam denen o gerçek dünyada,
Sevmek nedir elbet sende öğreneceksin.
Aşkla doludur her şey,
Dünyada,
Gökyüzü, güneş,
Mehtap ve deniz,
Gözlerdeki ışık,
Ve parlayan renkte,
Güya,
Nisanda doğmuşum,
Baharımı yaşamadan,
Hayatın ağustosunda kavruldum.
Şimdi eylülündeyim,
Beden yorgun,
Sayfanın arasına çevreni koyarak
Kapatıyorum yüreğimdeki kitabı,
Uzanmışım düşlere sırtüstü,
Güneş ufuk çizgisine düşerken..
Sen koyu gölgelerin arkasına sığınıyorsun,
Mekânsız ebabiller gibiyim,
Yüreğim kadar büyük çınar ağacında,
Ve sana öyle hasret öyle açım ki,
İftarı olmayan oruç haldeyim,
Ateş üşür buz yanar yüreğimde,
Kaçak buluşmalar artık kesmiyor,
Alıp başımı gitmek istiyorum!
Güneşin doğmadığı,
Sabahın olmadığı bir yere.
Ne denizin yosun kokusunu,
Ne martıların şarkısını duymak istiyorum!
Vahanın olmadığı,
Ben seni sevdim,
Dünde değil,
Yarınlar için sevdim.
Nice yangınlar söndürdüm,
Yüreğimde,
Nice dalgalara göğüs gerdim,
Her gitmeler gebedir dönüşlere,
Arkandan bakan bir çift göz,
Sallanan bir el varsa,
İstasyonda.
Çiğnendikçe katar raylarda,
Mesafeyi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!