-Üç yılı geçti-
Bir gerçeğin uğruna, bin kere hayal kurdum;
Perde olan her tipe, gün oldu tokmak vurdum;
Çok okumuş deminde revaç buldu dindarlık!
Hangi dinde dindarlık? Cevap bekledim durdum.
-Yaşar Nuri Öztürk Hoca ne dedi? -
Kimi kişi, 'din' diye, câha vurulmuş, dedi.
Beden kalmış ortada, ruhu savrulmuş, dedi.
Yeni bir mücrim tipi bulup koydu ortaya;
Tek keresi yetmemiş, çifte kavrulmuş, dedi.
-Bir vekil bir vekile ne demiş? -
Aldık ele bir konu, sanki dert folu, demiş.
Muhalefetin küpü, itiraz dolu, demiş.
Sevememiş onlardan gelen demokrasiyi;
Dış taraftan pürüzlü; içi defolu, demiş.
-Taha Kıvanç:-
Basında, çok kalemi, takmıyorum ki, dedi.
Diş biçimli yazıysa, bakmıyorum ki, dedi.
Piranhaya benzetti haşince yazanları;
Mübalağa sanatı, yapmıyorum ki, dedi.
-İyi ki öğrendik! -
Eskide, düşünceye, şekil veren Sokrat'mış.
Düşüncenin yoksunu, baştaysa, otokratmış.
Hoş mudur, nahoş mudur tipe bakılmaz şimdi!
Kişi dağa meftunsa, radikal demokratmış.
-Olacağı buydu-
Fikirler çokmuş beyim; kaba dolanı çıkmış.
Güle meftun olunmuş; geçte solanı çıkmış.
Nurcular hakikiymiş şu geçen yıla kadar! ..
Görülmüş ki rağbet var; sahte olanı çıkmış.
-Evvel bilmez idik-
Kanunun, geçmişinde, esasisi de varmış.
Deriz ki, olan cürmün, kısasisi de varmış.
Uçucu ve yanıcı, bilirdik biz gazları;
Yeni öğrendik babam! .. siyasisi de varmış.
-Toktamış Ateş:-
Varmıdır ki, bilinmez, teokrasimiz, dedi.
Çok ilginç yapıdadır bürokrasimiz, dedi.
Bir eylül sabahında, tanışmıştık onunla;
Şöyle ya da böyledir demokrasimiz dedi.
-İlginç tesbit:-
Üniversite kondu, her şehire, fes gibi!
Nam'a önem verildi, geçerli heves gibi!
Purofesör yetişti elbetteki burada;
Hormon ile yetişmiş biber, domates gibi.
-İmza diyaloğu-
Geçmişte, iradeyi, asker yıktı dediler.
İmza sundular kuru, millet bıktı dediler.
Askerler dediler ki, kurudan imza olmaz;
Gördüler ıslanmışı, nerden çıktı dediler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!