-Ne demekse! ..-
Hak mefhumu, rastgele, biryerden aşırılmış!
Bambaşka biçim almış, zihinden taşırılmış!
'İnsan hakları' denen şatafatlı söz çıkmış,
Kulak ona verilmiş, asıl yol şaşırılmış.
-Yanlış politika-
Yine açıldı meydan; câha göz dikiliyor.
İhtiras lezzet olmuş, kepçeyle içiliyor.
Öyle bir politika, dönüyor ki ortada;
Geçmiş irdeleniyor; hatalar deşiliyor.
-Evet, yanlış bir şey var! -
Yurdum'da, düzen için kurgu yapanlar varmış!
Kanunu, düşünceye, burgu yapanlar varmış!
Doğru mudur, yanlış mı, kestirmesi hayli zor;
'İnsan hakkı' sözüne, vurgu yapanlar varmış!
-İnançlar çarpışıyor? -
Sür yokuşa otoyu; motor bozuksa tekler!
Otonun içindeki, dert üstüne dert ekler!
Kasırgaya dönüştü, inançlar fırtınası;
Yanlışlar içimizde; doğru, dışarda bekler.
Neler edersin gönül? Bak dilinde korluk var!
Kalemi sivri etsen, yadırganır; horluk var!
Kolaysa salla neşter, yanlış olan şeylere;
Doğrudan ayırmaya, yüzbir çeşit zorluk var!
-Manzara-
Nice politik kimse koltuk derdi güderken;
Muhalifken söz verip, iktidarda dönerken;
Devlet, nasıl bilinir? Hangi adla anılır,
Bünyesinde kargaşa, isyan, itham sürerken?
-Sitem ediyor! -
Öztürk Hoca, basına, insaf bulmazlar! dedi.
Dost idiler onca yıl, şimdi olmazlar! dedi.
Sızlandı çaresizce öteye düşmüşlükten;
Bir kaç satırcık olsun, beni, yazmazlar! dedi.
-Cehennem hayatına devam mı? -
Filistin, toprak benim, ele kalamaz! demiş.
Halkım, silah dışında, gücü bulamaz! demiş.
İsrail, el uzatmış, barış yapalım, diye;
Barış ne? .. Kavramamış. Asla olamaz! demiş.
-Irak denen yer-
Cehennem gülleleri, geldi, Irak'ı vurdu.
Her şeytan, kendi için parsa hayali kurdu.
Amerika, anlaştı Dostu İngiltere'yle;
Üniterlik korundu; parçalamalar durdu.
Bir vamış, bir de yokmuş, evvel zaman içinde;
Ampul güneş yerinde, kalbur saman içinde;
Devenin tellallığı, çağdan geride kalmış;
Pire, berberliğini, yoksul sırtından almış.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!