şimdi bir gemide olmak vardı
süzülüp çıkarken Akdeniz’in duldasından
Tarifa’dan rota çizmek güney Atlantik kıyılarına
koca çelik beden
damarlarında can
uyum içinde
günbatımında bulutlar
öbek öbek alaca karaca
duruyorlar orada- çivilenmiş duvara-
çatlaklardan ışık süzülüyor sıcak
adı yok renklerin
dört yanım soğuk deprem
Anasını sattığım dünya,
Bir yaratanın var;
Donatıyor gönlünce,
Isıtıyor bağrını,
Yeşertiyor baharlarını.
Platon devleti anlatırken, vatandaşları şöyle görevlendirmişti:
-Yönetenler. (politikacılar)
-Koruyanlar. (askerler)
-Hizmet edenler. (Bürokratlar, memurlar, işçiler)
-Besleyenler. (Tüccarlar, çiftçiler…)
çekin ellerinizi
dolanmayın ayaklarımıza
çıkmayın yolumuza
bebenin goncagül dudaklarına sığmayan
bulut yürekli yeni annenin
“HİDAYETE ERDİM..? ”
Yaşadığımız topraklarda yani T.C. sınırları içinde; önceleri Musa ve İsa’nın göksel dinleri;
Antik yunan, Mısır ve Mezopotamya dinleri/inançları; doğudan gelen göçmenlerin/istilacıların Şamanizm, Budizm gibi farklı inançlar var olmuş.
Ve sonra İslam.
leş
insan cesedi
ağır
kokusu dayanılmaz
kalınca örtmeli
etoburlar erişemesin diye
ablinin bastikasında
mantilya kasasının façunasında
ya da portuç manikasında
- yolunu yitirmiş miço
- doverden mi
Toplayamıyorum kanın buharını
Sekiz bofor esiyor rüzgar
Üşüyorum
Uyuşuyor çıplak bileklerim
Gonca güller boğuluyor karın çiğ beyaz karnında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!