bir oyun oynadım bu yaşta ne oyunu demeyin
oyunun yaşının olmadığını öğrendim
oyun oynamanın masum yönünü gördüm
kendimde
çocuk olmak sadece yaş olarak küçük olmak değildir
büyüyüp kocaman adam olduğunda
karlı dağların ardı
ağaçta sallanan dalların
rüzgarla bütünleşen yaprakları
bir gecekondunun bacasında
tüten duman yaşamı tatlı kılan
kara fırtınanın ardından
bir mağaradan bakacam hep sana
dışı aydınlık çıkış kapım olarak görecem seni
ama hiç bir zaman çıkamayacam
görüntü olarak kalacaksın
bakacam ama hep aynı yerde duracağım
aydınlığı görüp sadece bakacağım
bencillik eder herkes birbirine
gönül dikiş tutmaz edilenlere
harcar insanlar kendilerini
şikayet eder kendine edileni
kendi etti mi şikayet tutmaz benliği
ben biliyorum açmıyan güneşi
beni bırakıp gidişini
karanlıkta bırakışını
ben biliyorum
bana dönmeyişini
arkamdan bakışını
sanmayın yaşıyorum nefes alıyorum
sanmayın dünyanın varlığını
yokluğunu üstümde taşıyorum
varlıkla yok olup yoklukla
can buluyorum
değmeyin bana değenleri yok sayıyorum
çalmayın söylemeyin ses duyurmayın
sözler akmasın dudaklardan
dil dönüp yormasın kendini
zihinler fikir yürütmesin
yaşadığım bedeni kimse taşımıyor
taşıyor gibi davranıp
boşluk doldurmuyor gelmek
bütünleşemiyor sun yan yana olarak
haykırıyor sun ama sesin çıkmıyor
ulaşamıyorsun dokunamıyorsun
ses tellerin inkar ediyor
ruhun dışa çıkamıyor çıksa bedenin ruhunu inkar ediyor
yazmak seni kaleme almak
düşlemek hayal etmek
resmedip hayat vermek
verdiğim hayatla nefes almak
hayatımı sana adamak isterdim
sende ben olabilmek
bir lokma ekmek bir çorba
bir hırka bir yelekse dünya
kükremiş sin ne fayda
kürkü giymek için cana kıymış sın
can almışın kanıyla örtünmüş sün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!