bir çay bahçesinde önünde deniz
ince belli bardakta çayını yudumlarken
bir martı tepende kırıntı bekler
hava parçalı bulutlu rüzgar lodos esiyor
gözün takılır denize
uzun saçlarınla büyülendim
omuzuna inen her bir teli kıskandım
bilmedim taşıdığının değersiz
bedeninin sessiz olduğunu
güzelliğinin anlamsız
havanın değersiz olduğunu
olmayan babanın
baba olmayan çocuğuyum ben
babam olmadı benim
bilmem baba kelimesinin ne olduğunu
bu kelime bana bir şey çağrıştırmıyor
saz tutar mı mı söz söyler mi
el vurur mu dil söyler mi
dil söyler de gönül alır mı
gönül alır da akkor tutar mı
akkor teli miyim ki dokunduğun da çalayım
neler gördü bu gözler
nelere şahit oldu
nelerin içinde kayboldu
vazgeçmedi
gördüğünü yok sayıp sende takıldı
neler yaşadı biliyormusun
Lebiderya gönlüm
aşkı yar eyleme
evlat acısı gönlüm
sukut et ses eyleme
aşkı diyarda nasip eyleme
asla yapmam dediğimin sofrasına oturdum
asla affetmem dediğimi sırtımda taşıdım
asla dedim aslı çıkmadı
hayatta yamam dediğin şeyi
zaten başka hayatta yapamazsın
hayat aslı yaşatır
kafam dumanlı hafifte çakırım bugün
baktığım yüz göz
yanında durduğum
değer görüp saydığım
değerlim deyip yücelttiğim
aynı yolda yürüyen canlarım
bir çınar büyüyor içimde
gölgesi kimi serinletiyor
belli değil yapraklar
ömründen vazgeçmiş
çınar yapraksız
konuşmak konuşabilmek
gözlerde kelimeleri okumak
ağızdan çıkan her kelimeyi anlamak
konuşmak hemde ne konuştuğunu bilmek
durduğun yeri anlatman
saygı gösterdiğin kadar saygıyla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!