1961 yılında Çankırı, Atkaracalar'da doğdum. Evli ve ikisi kız üç çocuğum var.
Lise yıllarında başlayan şiir merakım aynı tazelikte ve aynı heyecanla devam etmektedir.
İnsanı, insan olarak yaratmış Rabbim!
İnsana hayvan yaftası vurmak da neden?
İnsan doğmuşsa, adam gibi yaşamışsa,
Asla hayvan kılığına girmez bu beden.
Kişi ikrar ediyorsa ben bir hayvanım,
Bir yumağın iki ucu gibiyiz,
İçteki ben, dıştaki sen,
Sevdayı dolamışsın boynuma,
Dolayan sensin, dolanan ben.
Terin sinmiş tenime,
Bir gün bal veriyorsun, bir gün zehir,
Kahır çektiriyorsun bana, kahır,
Bilmez misin? Benim gönlüm bir nehir,
Akar durur sana doğru bu gönül,
Zaman zaman cilveleşir naz edersin,
Damat Dedenin şekerleri;
Çeşit çeşit, renk renk,
Lokumu, nanelisi, akidesi,
Her birinde ayrı bir ahenk,
Cam kavanozlar gökkuşağına denk.
Altındağ’ın çetrefilli sokakları dikine,
Dilimizdeki türkü Ankara’nın haline,
Kalenin yamaçlarına dizili eski evler,
Geçmişten günümüze maniler söyler.
Bir de bu evlerin afilisi konaklar,
Ya güneşim ol yak beni,
Ya gölgem ol serinlet.
Ya güldür beni kahkahayla,
Ya da inim inim inlet.
Gücüm kalmadı artık,
Öyle doyumsuz ki şu insanoğlu,
Astarını alır, yüz ister senden,
Herkese eğri der, kendine doğru,
Güneşi yakmayan yaz ister senden.
Kışı soğuk bulur, karı beğenmez,
Dilimde buruk bir ezgi var,
Kızılcık şerbeti içmiş gibiyim,
Nefesim sensizlikten mustarip,
Ellerim mahzun mahzun,
Boşluğunu avuçluyor,
Sesin kulaklarımda çınlıyor,
Her adım başına ya meyhane açmışız, ya da bar,
Zevklere kucak açmışız, tekel'den uyutuyorlar,
Karşılarına serpiştirilmiş onlarca kahvehane var,
Ahenklere kucak açmışız, tekel'den uyutuyorlar.
Girişler çok kolay, kapılar geniş, çıkışlar dar,
Tek kişilik aşk;
Ağustos böceğinin yaz boyu süren ötmeleri gibidir,
Söyleyeni vardır da dinleyeni yoktur.
Kısır bir döngüdür tek kişilik aşk;
Sen onu seversin, O başkasını…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!