İzleri acıların silindi mi?
Silindi mi yarıklar tarlalarda
Yağmurlarıyla yeni acıların
Sırası gelen yeni yüreklerde
Yeni acılarla yağan yağmurlar
Yarıkları kapatmış mıdır onlar?
ŞARKI-TÜRKÜLERLE HESAPLAŞMA
I.
Urfali sayılmam ezelden Ömer Beyefendi;
Fakat güzelden de sarfınazar edemem
Gözü mü çıksın buyurdunuz gönlünüzün?
Bir ney sesiyle hıçkırık,
Karışık...
Edirne yolunda tipi,
Önce serpen, giderek yoğunlaşan kar
Ölüm yine salınıyor sekerek
Ah Ölüm, Ah Seeen, boğazına dursun ham çökelek
Ey âfet-i cihansûz,
Ey dilber-i ter ü tâze!
Bir defileye girsen yüzde yüz,
Defile olur kepâze...
Ve boyalı yüzlerde,
Müstehzi gamzeler;
Sonbaharlar, son bulmadan ardarda
Ardarda hüzün daraltır yürekleri,
Dağlar yürekleri kızgın temreni aşkın,
Eski mızraklarsa, hep mahzenlerde..
Mahzun ve sevinci tanımadan ölmüş,
Yüreklerle dolu mahzenlerde..
BERLİN 1969
Şimdi Giritli Aziz Efendi’nin ruhu
Berlin İslam mezarlığından,
Der ki: Her türk benim kitabımdan bir Cevat’tır.
Çünkü her türk kendi yüreğine
Acılar dokuyan bir tezgahtır.
Basel'de Gece
Yağmurda ve gece parke taşları,
Yalnızlık zehrinin tabletleridir;
Gece, yağmurda yad elde
Bütün şehirlerde hele Basel'de.
I.
Yöntemsiz ve düzensiz bir şekilde,
Hüzün damıttım durdum ömrümce
Dağınık bir ambarda bulduğum
Tozlu, eski bir imbikle
Sonumuzu unutmağa değil miydi?
Sonlu çizgilere o kadar bağlandığımız,
Bir güzel söz, gülünce çukurlaşan yanak
Ve bir ses şimdi süzülen anılardan
Sonumuzu unutmağa değil miydi?
Hep seni anmağa değil miydi?
Tanrım,sen yalnız iyi döşenmiş,
Yüreklere mi doğarsın?
Duaların lambrileriyle kaplanmamış
Duvarında ne tablo ne desen
Şömine-soba hak getire,
Fareli ve rutubetli yüreğime,
Sayın Sans ve Sayın Kaskaoğlu'na teşekkürler
Sayın Sans ve Sayın Kaskaoğlu'na teşekkürler