Gel dostum bakma gör
Aldatmasınlar seni
Kalma kör.
Dost diye sarıldığın
Kurnaz tilkiyi.
Unutma terzi Fikri'yi
Tüm karanlıklar entrika ülkesi
Bütün zamanlar katranın karası.
Kol ve bacaklar kelepçe yarası.
Kuradan çıkar işkence belası
Suçmu ararsın aydınlığa koşmak.
Surlarımı yıktın, gittin.
Savunmasız koydun, beni.
Yollarıma engel koydun.
Mahkum ettin hasretine.
Kıyılarımda hırçın dalgalar.
Bu felsefesiz yaşam
Fil hakikat bana
Sorğaçlı dövmeli mercimek çorbası
Anneanneme aittir
Yıl 1963 Almanya’ya
Gazze’yi bonbalar yıkıyor
Dünyalı seyirde bakıyor
Hedefe çocuklar takıyor
Yüzlerce bedeni yakıyor
Kötüye sebep sorulmaz
Hep dersin iki elim yakanda.
Hem bu dünyada,
Hem öbür dünyada.
Kendince hesap soruyorsu.
Kendini hep haklı görüyorsun.
Vardık Elazığ’ın kunduracılar çarşısına
Ali Haydar uğradı bir kasketlinin yanına
Kimdi o abi diye sordum Hamza dedi bana
Karşımdaki kasketli meyer İbrahim yoldaş
İşçi köylü kurtuluş ordusunun kurucusu
Kavuşmayı, kaynaşmayı
Zamanada bırakmıştık
Gelip geçmiş bak o zaman
Biz farkında hiç olmadan.
Gaflete mi düşürüldük
Bak akıl ve beden didişir baş ile
Damaklar kavgalıdır takma diş ile
Burun ve kulak uğraşır gözlük ile
El ve bilek savaştadır baston ile
Saçlar dökülür karası akı ile
Çırp kanadını turnam
Yâri bıraktığım eline
Gönül sevdamı söyle
Ela gözlü güzelime
Gurbetin yükü değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!