Geceyim, kışım,
Şiddetli poyrazım,
Sağanak yağışım,
Alçak basıncım,
Deprem artçısıyım,
Ben seni bilmeden önce
Yaşar giderdim işte öylece
Bir bir kopardı takvimde yapraklar da
Bilmezdim mutluluk bulur muydu şafaklarda
Bir sevda masalıydı bu
Gamlı yüreklerin efkarlı lisanı
Ezgilerin koparır, zihinlerde tufanı
Hicranlı kulların muvaffak isyanı
Sazımda bam telim,türküdür benim.
Sevdamın hoş sedalı, tatlı dili
İnsan tüm gitmelere alışır zamanla,
Ben senden gitmelere alışamıyorum.
Kalbim kor gibi yanarken neden buz kesiyor,
Anlamasam da,
Söyle sana neden doyamıyorum.
Söyle tek gerçek çaren var mı senin?
Buzdan bir nefes gibi, soğuktur tenin.
Cümlesi kaçar senden kaçtıkça yaklaşır
Kimisi hastane köşelerinde senle savaşır.
Tüm yalanları yeksan eden gerçek sır,
Geldi çattı hissiz vakit,
Seninle kestiğimiz kutlu akit,
Sevdamıza vuruldu prangalar divit,
Sonun başlangıcı ruhlarımıza ait
Sonsuz sözler veren bizdik, bize
Sabah olacak millet sabah
Yine şenlenecek İslam denen dergah
Güneş doğacak viran-ı diyara
Sıkılmayın, bu hazan dönecek bahara
Muzaffer eyleyecek cihana hilali
Bir gün gideceğim bu diyardan,
Ayrılacağım evlattan ve yârdan.
Esamesi kalmayacak benliğimin,
Sonuna geleceğim dünya şenliğimin.
Dört kolluya binip gideceğim usulca,
Uyuduğun uykudan uyan çocuk
Kalk ayağa, gökyüzüne bak çabuk
Hisset dalgalanan, al yazmalı güzeli,
Anlatayım sana güzele ödenen bedeli.
Yirminci asır, devirlerin en kahpesi,
Sılaya mektuplarımı okutturmuşum
Hasret çekmiş bir türkü tutturmuşum
Sabahın ayazında üşüyen ellerim mavzer de
Gözlerimle kıldım sabah namazımı siperde.
Dağa taşa bakıp vatan beklerken ben
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!