İster kısa ister uzun
Yazdığın her satır mevzun
Edebiyat göğümüzün
Parıldayan mahı sensin
Işınsın doğan tanın
Sandıkça yaşam hiçtir
Bildim ki dünya piçtir
Dışı boş, içi püçtür*
Aldanma insanoğlu
Katılınca işine
Ne kadar dünyama karanlık çökse
O kadar içimden aydınlık coşar
Son bir endişe de duygumu çekse
Bilincim aydındır ışıkta yaşar
Karanlığa açık gözle bakarım
Senden uzaktayım, senden sensizim
Bahtıma bir türkü yak İstanbul'um
Öyle kimsesizim, öyle yalnızım
Nasıl olsa bana bak İstanbul'um
Masal olan bin bir gecemde varsın
Ufaktır küçük aşkım büyümeye naz ister
Baharı görmek için bir kış bir de yaz ister
Gönlüm içre kaynaşır içli sevda sözleri
Türküsünü çalmaya bir düzenli saz ister
Bir gün gelir gurbet biter
Kavuşuruz ele gönül
Biri var ki hoş geldin der
Sen darılma böyle gönül
Yaşama bak güler gözle
Kanlı görüşümle, deli öfkemle
Öç almak istedim yağı kaderden
Siyaha döndürdüm ağı kaderden
Böyle bir fırsatı aldım da ele
Bir türlü hakkıma elim yetmedi
Gönlümde alevlenir tutuşur sevda közü
Acaba her bir aşka düşen ağlarmı gözü
Beni şaşırmış artık tanımsız iki sözü
Suskunluğunda kader, konuşmasında kader
Gönlümü yakan bu aşk közsüz külsüz ateştir
(1)
Arada meni
Koyma arada meni
Var aşkım yoh değil yar
Bir soru çoh değil yar
Bir gün ara da meni
Her şey güzel olsun çirkin dünyada
Paklaşıp kalmasın bir kin dünyada
Bütün insan kardeş gibi yaşasın
Kavuşupta bulsun tekin dünyada
Yalandan, öfkeden, kinden geçilsin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!