İşte yine bir akşam sahnesi,
Yine aynı dekor,aynı rol:
Tabağımda beyaz peynir,
Kadehimde kırmızı şarap,
Şişe ağzında bir mum,
Odada loş bir ışık,
Sen küçük bir buluttun
kim bilir kime umuttun...
ya bir avuç yağmur
ya da ılık bir rüzgar taşıyordun;
kıpırdamazdı bir telim senden,
gölgen de kar etmezdi bana...
Şimdi senden uzaklarda
Yapayalnız ne haldeyim;
Bilmezsin sen,bilemezsin!
Yüreğim kan ağlar oldu
İçim doldu,gülüm soldu;
Sus,ne olur sus; ağlama!
Bu zor olacak,ama hepsi gibi bu da bitecek,
Yine birlikte olacağız.
Ağlamak çözüm değil,belki beklemek zor
Ama dönüşü görmek en büyük mutluluğun olacak...
Kafamda bilmediğim düşünceler,
Bu ne biçim duygu Allahım;
Kendime gelemedim,gelemeyeceğim
Çünkü son otobüsü de kaçırdım...
Niçin kendime hakim olamıyorum?
İçim fokur fokur kaynıyor,
Yaşasaydın benim yaşadıklarımı,
Görseydin benim gördüklerimi
Ve bilseydin bildiklerimi gülüm:
İnan ki takılmazdı kafana
Ne yalnızlık,ne ölüm!
Ben:Hulusi Kılıç!
Uzaklarda da olsam eğer,
Bir gün;
Sürem dolduğunda bu dünyada,
Cesedim ve ruhumla:Ben!
Bu kara yazgılı topraklarda,
Bilmeliydim,bulanık sularda sevgi avlanılmadığını.
Bilmeden,görmeden senin sevgini,
Düştüm bulanık sular peşine...
Ve şimdi ben,
Yıllardır bu selde sürükleniyorum...
Son çağlayana gelmeden;
Ömrümü adadım bir gül uğruna,
Yaşantım değişti içimde bahar.
Ölümü göze aldım onun yoluna,
Çırpınır içimde deli dalgalar...
Gülüm dikensiz değil,razıyım buna
Bir yudum çayda seni arıyorum,
Şekerinde, deminde, tadında.
Gökyüzünde arıyorum seni,
Yağmurunda, karında, rüzgarında.
Dışarıda seni arıyorum,
Ağaçların altında, çeşme başlarında.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!