Susturdun beni yine… Kelimelerim eskisi gibi olmuyor. Dertlerimi saysam bitmez biliyorum. Aslında seni de sıkmak istemiyorum. Sana bağlı kalmak, seni seyretmek istiyorum. Bu hayatın bana bağışlayacak bir şeyi yok. Seni bana bağışlamadığınıza göre…
Bugün ayrı sarhoşum.
Ayrı sayfaları oynuyorum.
Başkahraman seçiyorum kendimce...
Birini ben, diğerini sen, diye hayal ediyorum.
Yazı italiği hep italik geliyor.
Bir türlü Latin alfabesine dönmüyor.
Yağmur yağınca önce hafif yağar.
Sonra gürleşir.
Tel tel dökülünce kılıf atar ve yağmurun gerçek yüzünü insanlar anlayınca...
İş işten geçmiş olur.
Ve sırılsıklam olurlar. Bu da fayda etmez.
Ruhumuza reh katıyorduk
Uzun çığlıklar arasında,
Kalp zincirinde,
Sen bir başka severdin, hal bir başka…
Sevginin buluştuğu noktada aşkımız buluşurdu.
Sana bakmayı özledim.
Nefis kokan kokunu özledim.
Bana bakan gözlerini,
Dilinde akan sözcükleri özledim.
Aslında ben seni özledim.
Artık uzaklaşma benden...
Seni beklemek olmasın bu kadErden,
Sessiz,umutsuz gitme köşelere...
Amansız bir beklenti olmasın kelimeler...
Ağlanmasın gözler....
Hadi artık dön gel!
Bu gün, daha yakındım sana sevgili...
Beni ne kadarda bilmez sende,
Ben seni bildim o gizemli gözlerinle...
Hikmetullah Yetkin
Seninle beraber gömdük her şeyi…
Yeri gelince sayıları unuttuk.
Yeri gelince de bir birimizi saymaya başladık.
İlk benim dostlarımı saydık.
Sonrada senle olan aşka dair sevgiyi parçaladık.
Bedeni sevgi sandık.
Bugün yine suskunum,
Yine cami avlusunda bırakılan bir anne ve genç bir çocuk...
Sebebi olmadan gidişine bırakılan gözyaşları,
Tebessümleri yok olan hıçkırıklar...
Ve… Serseriye mahrum bırakılan sevgili...
Kadeh kırılır, ilk gecenin hatırına,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!