sen hiç düşündün mü?
seni düşünenleri...
sen hiç sen oldun mu?
bir gece vakti monarşi kurarcasına
Sen hiç hiç oldun mu?
Beni kiç ettiğin gibi....
Paralel evrenin dilinde konuştum.
Filozoflar çizdi.
Ressamlar desen verdi.
Gönlüm gibi yar eylemedi bomba tuzağında
Kimyasal bom baydın oysa...
Her patladığında benden de bir parça götürürdün
Seninle maziye dalmak…
Uykusuz bir sabahta eskimiş şarabı yudumlamak...
Gözlerinin parıltısıyla,
Zehrin yudumuna dalmak…
Ellerin bana uzak,
Yüreğin sımsıcak,
Tomar tarazlanmış kağıt kalmıştı,
O avuç içi kadar siyah birazda beyaz dörtgeninde...
Volontaires kurtaramamıştı,
Haddinden fazla bekleyen nehri...
Kefen sokağında saklanmıştı,
Öfkeli gibi görünen kepazelik günleri...
Sıkıntını gidermek için yerdeki taşları elinle toplamaya başla... Her topladığın taşa isim ver. Misal; Sevgi, Aşk, His, Duygu, Düşünce, vb. isimler... Avcunun içinde muhafaza ET! Taşları, gözünü kapatarak uzaklara fırlat! Sonra o taşları aramaya başla... İlk bulduğun taşta kimin ismi yazıyorsa o sana daha çok bağlanmıştır.
Hayat iki büklüm bir hassa,
Aşk, bir tasa bir dert,
Günler ne toprak ne de kasa,
Yaşamak istersen,
Beyin ile aklın bir aksa…
Gözlerindeki Rüya...
Korkuyorum gözlerine bakmaya,
Her baktığımda sanki fırtına kopuyor da;
Sığınacak tek bir yer kalıyor.
Oda gözlerin…
Monotonlaşan dünya da yaşamaktır hayat!
Sevdiğinin başkasıyla evlenmesidir hayat!
Ölüm için tek namluya yakın olmaktır hayat!
Ailenin gözlerinin önünde erimesidir hayat!
Sevgi ve sadakati ayırmaktır hayat!
Doğduğunda ezan sesi
Oysa senin bir mesajını bekliyordum.
Bana söylemeye çalıştığın itirafları ve bana dokunaklı sözlerini okumak istiyorum.
Evet… Sen!
Tozlu sayfalarda örülmüş gizemli kız değilsin!
Bende dokunaklı kalem değilim.
Senle öğrenmeye başlıyorum aşkın A ’sını…
Birini çok sever insan!
Diğerini hiç sevmez.
Birine çok değer verir insan!
Diğerine değersiz muamelesi yapar...
Birine çok yakın his eder insan!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!