Bir yıldız gibi
karanlığa güvercin saldım
karartma gecelerinde,
Bakışları dondu
gözü dönmüşlerin
Ayrılığın şansı yoktu;
Zincire vururdum zamanı,
Devirirdim dağları,
Kıskanırdım bütün aynaları
sana gülümser diye..
Birgün bitecek bu aşk
ama sebep ne sen ne de ben;
ölüm olacak
ölüm..
Varsın öyle olsun be gülüm
Sıcak ekmek kokusu
taşıyordu fırından sokağa,
Bir de dizdiler raflara
pişkin pişkin,
Bir çocuk da
aç gözlerle yıkıyordu vitrin...
Boğuluyorum;
ölüm arsız mı arsız,
Yürekleniyorum son görüşe,
Ama dostlar hayırsız..
Yine de selam olsun
Anlasana beni;
Kalbimin ağrısı aşktan hasretten,
Gece gündüz gibi,
Ayıramaz oldum gerçeği düşten...
Gönlüm dondu; hep kışladım,
Dağlar başıma,
Nasıl da göremedim
yüreğinin ucundaki ışığı,
gözlerinde beni
dilindeki seni?
İki çıplaklık arasında
hayata veda edersin
gülüm,
Bu çıplak bir gerçektir değiştiremezsin,
Ama önemli olan
arada çıplak kalmamak
Hep birlikte,
Meşaleleri ellerinde
yemin ettiler dostluğa
Ve yürüdüler kör karanlığa.
Yangına verdiler zamanı,
Sevda sancılı,
Ne bu dünyada
ne de öbür dünyada,
Herkes kendi dünyasında,
Gerisi dünya kadar yalan..
(İst.1997)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!