Öylesine sarılmış bir paket elinde
Gülen gözlerle bakıyor babasına
Küçük tatlı kız, bayram sabahında.
“Bu senin babacığım, elini öpeyim”
Hz. Hud’tan Hz. Salih’e ve Hz. İbrahim’e sürüp gider haberciler…
Hz. İbrahim’in soyu oldukça çoğalır ve genişler.
Yoldan çıkanları Allah yoluna, doğru yola davetler bitmeyecek, her kavme bir uyarıcı, bildirici, peygamber gönderilecektir.
Bazı kaynaklara göre 124.000, bir kısım kaynaklarda da 224.000 civarında peygamber gönderildiği belirtilmektedir.
Göz, gez, arpacık…
Tetikte hazır parmak
Namluda ağuya batırılmış kurşundan
İmkânsız kurtulmak…
Belli ustalığı,
Fıstık deyince aklıma neler gelmiyor ki…
Çeşit çeşit fıstık var...
Kavrulmuşunun tuzlusu, tuzsuzu…
Kabuklarının yarılmış aralığından “beni ye” diye cezbeden iri, parlak kabuklusu…
Pürüzlü kabuklarının iki parmak arasında çatırdayanı ve ikiz tazeliğin enfes tadı…
Tazesinin yeterince tuz atılarak haşlanmışı…
Bilmiyordum,
Yıldızların uzak olduğunu
Karanlığın tuzak olduğunu
Sen öğrettin öğretmenim
Bilmiyordum,
Sarhoştum.
Kalan tek damla gözyaşımı
sevdalara büründürüp sana akmıştım.
Sarhoştum…
Ar’ımı çatlatmıştım.
Sevdalanmış nar tanelerinin kanayan dağılışıyla
Dîn’in ne olduğunu “Dinler Tarihi” adlı eserlerinde Prof. Dr. Günay TÜMER ve Prof. Dr. Abdurrahman KÜÇÜK şöyle tanımlamaktalar.
Dîn, kuralları Yüce Allah tarafından konulan, peygamberler aracılığı ile insanlara bildirilen akıl sâhibi insanları kendi istekleri ile hayırlı olan şeylere sevk ederek dünyâ ve Âhiret’te mutluluğa ulaştıran ilâhî bir kânundur.
Kelimenin sözlük anlamını ise “Cezâ, mükâfat, ibâdet, âdet, hâl, hüküm, hesap, itâat, boyun eğme, şerîat, kânun, yol, mezhep…” olarak vermişler.
Tanımdan da anlaşılacağı üzere, değerli hocalarımız din’i “ilahi”oluşları bakımından değerlendirmişlerdir. Mahalli ve milli dinleri dîn’den kabul görmemişlerdir.
Mahalli ve milli dinleri; bir felsefe, bir düşünce tarzı, toplumun ahlâkî yapısını ve değerlerini irdeleyen, öne çıkaran ve belli kurallar manzumesine dönüştüren bir düşünceler silsilesi olarak değerlendirmiş olmalılar.
("9 Şubat Dünya Sigara Bırakma Günü")
Büklüm büklüm gider, sanki engerek
Soktu yılan gibi, baktım sigara
Çürümüş akciğer, zehre ne gerek
Sanki yalan gibi, yaktım sigara…
“Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi”
Adama yüz hekimden, bin ilaçtan iyi geldi.
Unutmuştu yakın dostunun iyiliğini
Farkında olmadan aramıştı kendisini
Tek tek saymıştı dostluk kelimelerini.
TESBİHATTA 3’ÜN ve 33’ÜN KERAMETİ…
Her kapının bir kilidi ve onu açan bir anahtarı vardır. Uygun anahtar olmayınca kilit açılmaz.
Gönül kapısının kilidini açacak anahtar da adeta şifrelenmiş ‘SEVGİ’dir. Bu şifreyi bilemeyenler gönül kapılarını açamazlar. Çünkü “SEVGİ” mânâ âleminin de gerçek anahtarıdır. Gönlünde ve ruhunda “sevgi” olmayanlar mânâ âlemine yaklaşamazlar bile…
Bu sebepten, bazı ilahi kapıların açılabilmesi için belirli sayıda tesbihin veya salâvatın çekilmesi gerekir.
*
Değerli Öğretmenime, Kıymetli Dost'uma hem ta'zime, hem de itirafa geldim...
Aslında bu yapamaya çalıştığım şey tam olarak 8 yıl geç kalmış bir "teşekkür..."
Üşenmedim taradım kendimi... Antoloji geçmişimi...
Değerli öğretmenimin bulabildiğim benim sayfamdaki ilk iz düşümü 2010 yılı ...
Mesajlarımın kaydını rica ediyorum.
Hikmet Çiftçini Antoloji.com keşf etdim deye bilirim. Bu insanda şiiri na kadar derinden duyma bacarığı vardır Allahım. 'Yazılmayan Şiir' şiirime yazdığı yorumunu okuyunca mat kaldım. Benim yazdiklarımı, kalemimden çıkanları en azı benim kadar yaşamış, duymuş, hiss etmiş gibi geldi bana. Sizdeki yür ...