Sevgi;
Ateş görünce yanmak,
Deniz görüp boğulmak,
Baktığı yerde olmak,
Baktığı an vurulmaktır...
Varlığın hayatıma nur,
Varlığın gönlüme huzur,
İnan bana varlığım,
Yokluğunda son bulur.
Seni buldum bulalı,
Seni, gün batımını seyreder gibi
Sevebilmek isterdim...
Yolda yürürken,
Telefona bakarken ansızın.
Ya da uyurken...
Bu çayı yan masadan gönderdiler.
Çiçekleri arka masadan.
Bu şiiri ise prenses,
Tavan arasından...
Sevdana sızmış bir ayyaşın
Yüreğinin ağrısından...
İlham olup geldin bana,
Gecenin bir yarısında.
Bir kaçamak uykusunda,
Sardın ruhumu, bedenimi.
Şiirler yazıyordum duvarlara,
Bakma güzel, boynu bükük durduğuma,
Bu yerlerin en adi serseriyim.
Acıyan gözlerle bakıp, aldanma solduğuma,
Islak yatakların en hızlı fahişesiyim.
Bazen, umut sarayının soytarısı,
Sevda uçurdu kuşlar,
Gökyüzünü ben vurdum!
Niye ağlar ki taşlar,
Gözyaşını ben vurdum!
O küçücük bir çocuk,
...ve Eylül’e küsen yapraklar,
dostluk etmeye geldi, sonbaharda.
Bu deli, bu aşık, bu uslanmaz,
İnadına sararmış yapraklar...
Sonbaharın ortasında bir adam,
Nisan yağmuru yağsaydı,
Boşanır gibi bardaktan.
Şemsiyemiz olmasaydı,
Kaçsaydık sokaklardan.
Çamur olsa her yanımız,
İste,
Sevinçlerimi vereyim;
Toprak, gül arkadaşım.
İste,
Dostun olayım.
Yok ettiğim günlerim,
Sebebin yalnız benim.
Kıymeti yok sevgimin,
Zarar eden hep benim.
Çektikçe bu sancıyı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!