"Şiir bir yolculuktur"
Demiştim bir gün anneme.
"Hayatın düşselliği
Ve derin gerçeği aşkın,
Eğer beni çağırırsa,
Kaçınılmaz bir yolculuk olur hem de."
Annem gülümsemiş,
"Önce doğanın dilini öğren,
Bir harita gibi
Göstersin sana gizli yolları
Yazıya giden"
Diyerek,
Yaşlı incir ağacının
Alçak bir dalını
Kendine doğru eğmişti.
Ağır bir ayrılık düşüncesi,
Artık gölge gibi
Vurmaktaydı yüzüne.
Elinizdeki kavak inciriyle
Şaşkın ve kararsız
Kalakalmıştı,
Hüznü bir güz ikindisinde...
Bense,
Annesinin elini bırakıp kaçan
Küçük bir çocuğun merakıyla,
Nereye varacağımı bilmeden,
Olanca gücümle
Uzaklaşmak istiyordum o gölgeli bahçeden,
Gençtim.
Bir ömür boyu koşabilirdim,
Yere düşen bir yaprağın içindeki
Saklı harflerin peşinden.
Kayıt Tarihi : 23.1.2017 10:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kesilmiş odun kokan
bir sokakta kar
(melisa gürpınar)
“Yere düşen bir yaprağın içindeki
Saklı harflerin peşinden.
Kalakalmıştı,
Hüznü bir güz ikindisinde...”
Ya da bu olmalı… Kesinlikle…
Bütün gizemi, bütün süsü… Kendinde sakladığı us’sunda değil mi, şiir ve şairin?
Akıl işi değil sevmek!
Akıl işi değil yanmak!
Akıl işi değil böyle yazmak!
Akılla ne işi olur ki; şiir ve şairin demeli, hem de hemen ve şimdi…
Özgürlüğü can bulmalı, satır satır, hece hece, harf harf…
Ta ki, gözlerinde kayboluncaya kadar o sevgilinin…
Ne güzeldin şiir… Ne de güzeldi şairem…
Nicelerine inşaAllah…
Sevgilerimle…
TÜM YORUMLAR (4)