Ha,de bana.
Yemin etmedi ya, Zana.
Ne fark eder,
And edip de, andının içine edenden
Ne farkı var ya.
Ha etmemiş,
Ah bir tanem can tanem
Burası mahpushane hücresi
Günlerim birbirinin ayni
Atmacanın ölüm pençesinden
Kurtulmak için parmaklıktan giren
Minicik bir serçenin dışında.
Kara kaşlı bir yar sevsem,
Yar koynuna girsem,
Düş görmeden ölsem,
Ben yaşadım sayılırdım
Körler sağırları ağırlar,
Kuşlar kanadında türkü taşırım
Yakamoz gülüşlerde masal beslerim
Gayrı ölsem de gam yemem artık
Yüreğimde büyümüştür hikayelerim.
Menekşenin sarında saklı saçların
Eski bir hikayenin solan yapraklarında kaldık.
Her sinema afişinde kendimize yer açardık.
Ben Yılmaz Güney olurdum mesela.
Sense Belgin Doruk.
Bana diyordun ki senden Yılmaz Güney olmuyor.
Bense ağzımı açıp demezdim senden de Belgin Doruk
Sen ki dağlarda şahin.
Tepemiz de bulutlu dağ.
Sisi kaybolmaz kar idin.
Bak felek ne yapar adama.
Güneş çıktıda mı eridin.
Ey muhterem zatı şahane.
Temmuz akşamı sıcakmı sıcak,
Kanım aktı akacak,
Bırakın be dostlar,
Varsın aksın kanım,
Akacak kan damardamı duracak.
Gez alemi anla beni.
Gezdim alemi gördüm kendimi.
Alem ben olmuşum.
Dünya boşa döner.
Gördüm aç ve yetimi
Soylular soysuzluğa,
Gönül semaverinde sevdamı demledim.
Ufacık yangınlarda öfkemi besledim.
Bir nefeslik şu dünyada.
Kendimden gayrı kimseyi yermedim
Bir kalbe sığmaz iki sevda.
İki gecesi olan yok bir dünya.
Fırtınalar kopabilir aşk bahçende.
Ama yok iki gemini saklanacağı,
Bir liman ki; duygularında.
Atsan atamaz satsan satamaz,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!