Hayriye Aygül Şiirleri - Şair Hayriye Aygül

Hayriye Aygül


Benim büyük ağabeyim 1949 yılında Akçadağ Köy Enstitüsü mezunudur.Önce Manisa,sonra Tunceli Hozat,sonra Tunceli Milli Köyü,1953' te Nazımiye (o zamanki adı) Sayrik Köyü'ne öğretmen olarak geldi.Köyümüz üç mezreydi,fakir bir köydü.Arazi az,meyve ve sebze bahçesi yok denecek kadar azdı.Sadece tarla sınırlarında elma ve armut ağaçları vardı.Onuda sadece sahibi koparabilirdi.Beyaz dut halamın bahçesinde vardı,tanıyordum,fakat karadut yoktu.Köy okulumuz 1949'da imece usulü yapılmıştı.Öğretmen lojmanı vardı.

Ağabeyim gelişinin yazında babam ,amcam ve akrabalarımıza planlarını anlatırken, köylüler destek vermediler.

Ağabeyim babam ,amcam ve uzak bir akrabamız yardım ederek,köyün alt tarafında yazın kuruyarak suyu kumda kaybolan derenin en dar yerinde duvardan set yaptılar.Sonra kanallar açılmaya başlandı.Dinamitle kayalıkları patlatarak su arkı kazdılar.Bizim tarlamız ve bahçe yerimiz köyün en alt kısmında dere kenarıydı.Tarlanın alt kısmı selin getirdiği kocaman kaya parçalarıyla doluydu. Bir ayda iki dönümlük bir alan manila denilen kalın demirle kayalar temizlendi.O taşlarla dereboyu duvar ördüler.Böylece sel yolu değişti. Ağabeyim Elazığ ziraat Müdürlüğü'nden kavak,söğüt,daha nice tanımadığım meyve ağacı fideleri ve tüm bildiğimiz sebze tohumları getiirmişti,köylülere dağıtmak için.Önü kapatılan derede su birikmeye başladı.Evin en küçüğü olduğum için çok meraklı ve atiktim,her gidene takılırdım.Bu gün hala o ilk suyu akıtmaları gözümün önünden gitmiyor.Ağabeğimin omzunda kürek biz kardeşler arkasında arkta suyu takip ediyoruz,kaçak varsa kapatıyorlar.

Devamını Oku
Hayriye Aygül



Ağaç mı,
daha Nazım Hikmet'i bilmeden ufacık bir çocukken bahçemizdeki ağaçların dalındaki erik ve kaysıları koparır ,dut silkeler,vişne toplar,dut dalına salıncak kurmak için tırmanırdım...

Ağaç mı

Devamını Oku
Hayriye Aygül





Sana sevdamı anlatamadım
Sen ise beni istediğin gibi algıladın

Devamını Oku
Hayriye Aygül

Açık kapı döndün gelgeç hanına
Tası tarağı toplayan koştu sana
Gece kondular tak dedi canına
Koruyanın yok mu uyan İstanbul?

Halk ayrılmış zengin fakir semtlere

Devamını Oku
Hayriye Aygül

Ah İstanbul susma konuş Allahaşkına
Sorumsuzca acı yaşattı insanlar sana
Sağır dilsiz toprağa vurulan kazmayla
Önüne gelen betonlar döktü toprağına
*
Ah İstanbul susma konuş Allahaşkına...

Devamını Oku
Hayriye Aygül

yelesi rüzgara kapılmış
doru bir tay gibi,
tek topuk üstünde dönerken
dalga dalga tel tel inen saçlar
bir o yana bir bu yana savrulur du
dönüp bakmazdım perçemi

Devamını Oku
Hayriye Aygül



Ah Uğur'um
bir bilsen bir bilsen
sen gittin gideli
memlekette tersine akıyor nehirler

Devamını Oku
Hayriye Aygül

Ah Umut
nerdesin,
hangi sarhoş gönüldesin
gönül kapın kapalı
aydınlığı
karanlık ile terbiye edersin...

Devamını Oku
Hayriye Aygül



Alev alev yanıyorsun
Yüregimi yakıyorsun
Sendeler gibi yürüyorsun
Mecallin tükenince

Devamını Oku
Hayriye Aygül

Yaşanmış acılara rağmen,insan mutluluk oynar.
Hayatı anlamak zor,içi karanlık kör kuyuya benzer
Birşey yapamamanın çaresizliğiyle düşünce durur,
İçindeki acı beynindeki fikirler içine seni hapseder
*
Ne istediğini bilmeden koşmak koşmak aramak ister

Devamını Oku