Kurtların çakalların arasında yüreği boncuk boncuk açan Yasemin,
Çikolata tadında bir hayatı melek gönlüyle hak eden Büşra,
Varlığını- defne dallarının gölgesinden -geç fark ettiğim Gürcan,
Eski Türk filmlerinden yaşamımıza hediye kalmış jön Samet,
Adındaki asaleti omuzlarında ciddiyetle taşıyan soylu Eren,
Kılıç kabzasına işlenmiş sevimli papatya gibi bakan Derya,
Sevecen,insancıl,inadına özel Nihal,
Ayşenur,yalçın kayadan damlayan ışık,
Beni anılarıma taşıyan şarkı,Reyhan,
Leman,çocuk rollerinde oynayan olgun,
Bülbülünü,gülünü yitirmiş gibi Gülşen,
Çağla,durgun suya güzel bir yakarış,
Elçin,bulutların arasından sızan sızı.
Adını taşıyan balık gibi zıplıyor Yunus.
Emel,düşlerine dalmış emellerinin.
Burcu burcu terliyor coşkusundan Burcu.
Bulutların arkasına saklanmış ay gibi Mehtap.
Mustafa,her dalda,her sesle öten kuş.
UĞUR ile başlayan bir tatlı yolculuktu anılarda kalan.
BEYHAN’a “Günaydın! ”demenin özlemi içimizde.
CEYHUN’u bülbülün elinden mi kaptırdık atmacaya?
GÖZDE,sevenlerin şaşkınlığıyla, nedensiz tepkilerde.
İnce ince eserdi MELTEM kelebeklerin kanatlarında.
TUĞBA,kılıç sallıyordu kompozisyon yarışmalarında.
Tarihin ayak sesleriydi
Ankara ufuklarında gezinen.
Anıtkabir’de karanfil olduk,gül olduk
Arslanlı yolda yürüdük güvenle,
Toprak toprak,bayrak bayrak bir olduk
Kasımlarda yıkanıyor ruhumuz
Kat kat evler
Uzayıp göklere giderler.
Çevre düzenlemesi diye
Yeşili demire tutsak ederler.
Kutu üstünde kutu…
Ben çengelde asılıyım
Vitrin önündesin sen.
Aramızda camlar var.
Bakıyorum,
Bakıyorsun,
Anlıyorum görmüyorsun.
Kanadı kırılan kuş
Yuvarlandı yuvaya.
Bitik işi
On beşinde gerdeğe girip
Kırkında dokuzuncuya
güneş doğudan,oğlak keçiden doğar
insan talandan,güneş batıdan batar
katırın anası eşek
hatırın vanası gevşek
köpek havlar,kedi miyavlar
dünya döner kendi ekseninde
Ben seni yaşadım yıllarca.
Sen bensin bende.
Ben bendeyim sana.
Aşkı aştım.
Senin körünüm.
Kalbimle görüp
Bütün çocuklarımızın güz soğuğunda değil yaz sıcağında büyümesini ve yaşamasını, o yazları da çok beklemememizi diliyorum.