Usta'dan sonra ilkmişim,
Öyle diyorlar; hangi vakitte?
Kalemin sakınmadan yazdığı,
Kağıdın çekinmeden düzdüğü,
Ayıklamalı kurtları, döküntüleri,
Alın teri damlatmak içine,
Kağıdımda güvercin sesleri,
Kalemimde çırpınışlar;
Sevgiye hasret kanat çırpışları,
Ne varsa arda kalan
Yok et,
Usul usul dinle yoksunluğu;
İçe dönen, suskundur biraz;
Donuk bakışlar ıratır insanları
Birer birer,
Arada bir, bir dem ışık
Sızar geceden
Kendini görecek kadar girer
''Duvarlara yakın yürürüm,
Kedilerin göçünü engellerim''
Dedi;
Çekti gitti...
Geride
Ne taş bıraktı,
İstanbul gene karşımdasın işte;
Saraçoğlu’nda maç mı var, ne?
Kız kulesi salmış saçlarını, serçe bir yele;
Galata yanar yıllardır,
Kavuşma hasretiyle;
İstanbul, hasret koyan beni bana,
Yoklar diyarında,
Varlık mı yok,
Yoksa yokluk mu var?
Varlık yoksa,
Yokluk vardır,
Yoksa varlık mı vardır,
Sana inat aramıyorum,
Anlamışsındır çoktan,
Bilirim,
Senin de bildiğini,
Gene iyi sabretti bu yürek,
Şu ana dek,
Dayanamaz sızlar yürek,
Bilirim, nasıl dayana?
Ben de senin etin, bedeninim,
Kayar gözlerin gözlerime,
Arada bir,
Buruk bir sevgi sıvazlar yüzümü,
Buna kapı derler,
Yoksulsan, muhtaçsan,
Bir dilim ekmeğe,
Bir kuru soğana,
Kapı kapı, dolana dolana,
Boynun büküp çalarsın.
Bana yolladığın boş mesaj,
İçini doldurmam için miydi?
Her şeyi kendi içime koydum;
Üstüne de ‘ah’ bir yudum,
Biliyordum,
Boşluğunu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!