Gözlerini seviyorum uzaktan,
Ellerine sığdırıyorum tüm kaderimi.
Saçlarını örüyorum masallarla.
Sen kim bilir hangi sevdanın koynunda…
Yüreğim bir kuş gibi yüreğine dokundukça.
Türküler bırakıyorum uykularına,
Her şey birdenbire oldu.
Önce aşkı yazdı takvimler; sonra ayrılığı.
Bir tutam mutluluk, bir tutam gözyaşı.
Perde kapandı.
Her şey birdenbire başladı bir masal gibi,
Uçurumlar gözlerimi kanatırken,
İçime isli bir gecenin zehri akarken,
Avuçlarımda ellerin,
Yürüyorum.
Karanlık ense köküme yapışmışken,
Dünya kirleniyor anne,
Şarkılara çoktan kan bulaştı.
Yarınlar ölüyor hırsın eteklerinde,
Gülen gözlerim mi?
Onları az önce çaresizlik astı.
Sana o kadar çok şey borçluyum ki…
Örneğin benliğimi.
Bugün varsam,
Dimdik ayaktaysam,
Gülüyorsam inadına.
Övün benimle öğretmenim,
Gözlerim bulutlandı,
Şarkılar eylül rengi.
Yüreğimde demir parmaklıklar…
Kendime takılıp düşüyorum nicedir.
Düşlerimin elleri çatlak,
Bir eski zaman şarkısı plakta,
Şişede gece.
Duvarda şehrin kalbi atıyor.
Dizlerim mısralara takılıp kanıyor.
Girdapların en asili bu.
Sanma ki, göğsüm yaralı diye,
Gülümse güneşe karşı!
Dokun umuda,
Yudumla ışığı.
Şarkıları neşeye boya,
Aç kollarını taze baharlara.
Yürü; cennete doğru!
Asılı kaldı emanet bir güz koynumda,
Yaram asırlar öncesinden kalma.
Göz bebeklerimde sinsi ve kirletilmiş bir yalnızlık.
İliklerime işlemiş azgın, vahşi bir ayrılık.
Nereye kadar sızar bu soytarılık ruhuma?
Ne kadar daha bölünür çığlıklarım parçalara?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!