Kilitleyip zamanın kapılarını,
Uzunca seyrettim, fotoğrafını.
Huşuyla pıhtılaştı an!
Ne varsa yanmış, çömelip de seyrettim;
Kapkara duvarları, ıslak zemini.
Burnumun direğini sızlattı kalbimdeki duman!
Ne demir kapısı var, ne gardiyanı.
Her vardiya sayımında,
Maltada Güneş.
Geceleri yatmaya gitse de koğuşuna,
Koskoca gökyüzünden
Gece bir meyve olsa,
Ben de kurdu.
Ömrüm gecenin içinde geçse!
Geceye sarhoştum, geceye âşık.
Gecemmişsin benim, yeni anladım.
Bir anda kayboldun, çöktü aydınlık.
Gecemmişsin benim, yeni anladım.
Papatya toplayan, çocuklar gibi,
Aydınlanmadı gün, sokaklar tenha.
Geceyi sabaha sıçratalım mı?
Tüm işlerimizi, atıp kenara,
Geceyi sabaha sıçratalım mı?
Bulandım geceye, bütün ruhumla,
Paha biçilmez ki, o son bakışa!
Annemin yüzünü, geri ver ayna.
Bak kırarlar seni, ederim ifşa!
Annemin yüzünü, geri ver ayna.
Kimi bebeğini gördü doğacak,
Üstümüzde kekeme bir güneş,
Ne dediği pek anlaşılmaz.
Uçar bulutlar kuş gibi,
Kuşların üzerinde.
Güçlenmiş bulut ordusu,
Gökyüzü ıslanmasın,
Ağlamasın son şarkı.
Gözyaşı, son tango;
Son tango, gözyaşı olmasın!
Uzaklara git,
Hayalimin ulaşamayacağı.
Geceleri,Ay Dedeyi Dünya’ya bağlayıp,
Gezmelere giden Güneş Bacım!
Ayağındaki terlik eskimedi mi?
Kör olmak lazım;
Bütün doğan bebeklerin
Rengini bilmeden sevmek güzel!
Lal olmak lazım;
Bütün insanların dilini bilmeden
Bir olmak güzel!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!