Öyle bir şiir yazmalı ki bugün
Toprak kokmalı burcu burcu
Emek kokmalı nasırlı ellerle
Ve ben öyle bir şiir yazmalıyım ki
Yaşamalı çocuğundan yaşlısına herkes
Hem sonra okumakta yetmez
O Maraş'ın kalesine
Döküleydim deresine
Çare yoktur yarasına
Şimdi yürek yanar yanar
Bir figan ki geçmez oldu
Sonbaharla entarisini bürünen selvi boylu
Çizgi cizgi kızıl elbiseli dağ gibi soylu
Gözleri buğu sarmış bulutlar ağlıyordu
Ve ak saçlı koca dağ üşüyordu titriyordu
Kıpkızıl sonbahar gelinlik giymeye hazırlanan
Gül gibi soluyorum hergün yavaş yavaş
Halim görmez halim duymaz dost arkadaş
Bak geçiyor geçiyor hayat denen savaş
Terkedildim bırakıldım yalnız kaldım arkadaş
Soldum gül gibi gardaş bir gül gibi
Seni üç harfle anlatmaktan öte
Üç heceyle anlatırım sevgili
Üç heceyle ıs-sız-lık
Üç heceyle sen-siz-lık
Üç heceyle yal-nız-lık
Umutsun gözlerimin karanlığa daldığı
Gecelerin en zifiri anında
Umutsun güneşin mavi denizde yalnız kaldığı
Neşelerin bile sen diye ağladiği anda
Umutsun gökyüzüne uçrtmaların dolduğu
Çobanoğlu çobanoğlu
Yolu haktır yolu doğru
Çobanoğlu çobanoğlu
Yolu haktır yolu doğru
Gideriz biz ona doğru
Üstad bize çobanoğlu
Vefayı kollarda arama dostum
Gördüm ki vefa yollarda imiş
Sefayı onlarda arama dostum
Gördüm ki vefa yollarda imiş
Vefayı dallarda arama dostum
Gün gelecek çoklukta kurtarmayacak sizi
Boğulacaksınız yalnızlığın derinliklerinde
Birgün silinirken kinlerinizin izi
Yapayalnız kalacaksınız yalnızlığın pençesinde
Gönlümde açtığınız kuyularda bekliyorum gözyaşlarımla
Yine yalnızlık saati,
Sanki zaman durmuş gözlerinde
Gözlerim gozlerine bakarken sevgili
Bir umut besliyor kuşlar kafesinde
Sen dolaşırken her nefesimde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!