istanbul'u sevmek başka
ankara'da kalmak başka
severim de antalya'yı
yaşarım muş'ta
bu ne biçim dağıtım bu
1/
Bana sen diyorsun ki
O taşa değme sakın
Aralama o perdeyi
O dalı ırgalama
Mıncıklama o konuyu
Himalayaların tepesine tırmanmak güç
ama mümkün
Okyanusu asmak da güç
ama mümkün
Ay'a ulaşmak da öyle
buyur koyunum buyur
şöyle geç şöyle otur
sen sevgili sen sayın
yat önüme sayın koyun
kırkayım yünlerini
satayım yünlerini
tohum oldum
savruldum dört bir yana
yeşerdim kıraç kıraç
çiçeklendim güllendim
göremedim şafağını bozkırın
tutamadım şafağını bozkırın
Bu demir Divriği dağlarından
ben soktum ulan ben soktum
bu namlu Divriği demirinden
ben döktüm ulan ben döktüm
bu ak bileklerde bu kara kelepçe
ben dövdüm ulan ben dövdüm
sıcaksa koğuş
terden bunalıyorsan
kar altında kökler gibi köyleri düşün
serinlersin
soğuksa koğuş
gün doğmadan başladı filizkıran fırtınası
evler yemen türküsü
sokaklar seferberlik
öyle bir gariplik ki
öyle bir tedirginlik
yaz başında güz sonrası
eylülün bulanık bir cay gibi ekime aktığı gündü
yine yaşlı değirmenler yine mazılar çığlık çığlık
yine bir aksamdı Sivas carsısında
yine aksam taşıyorlardı ıslak Sivas carsısına kağnılar
sanki gülerken vurulmuştuk sanki akşamdık
sanki bir savaş ertesiydi durup yaslandığımız
istanbul'da bir fabrika
fabrikayı ben koymadım oraya
ben diyorum ki size
istanbul'da bir fabrika
fabrikayı işçiler çalıştırır
Kar yağar, yağmur yağar
Bizim buralara çizme yağmaz
Bizim buralara
Nutuk yağar, parti yağar
Palavra desen ton işi
Ama iş yağmaz
Bizim buralara
Demokrasi yağmaz
Candarma Polis yağar.
(Hasan Hüseyin Korkmazgil - 1959)
https://youtu.be/Cks7nh2zpzA
...dinlemezler ki çocukları
dinleseler çocukları
herşey uçurtma
...