Düşüren beni bu derde
Menekşe gözlerin nerde
Aradım seni her yerde
Bulamadım Göremedim
Duyamadım sevdam seni
Yokluk içinde büyüdüm çıplak ayakla yürüdüm
Sırtıma çaput bürüdüm giyinmeye sıram geldi
Aç kaldım benzim sarardı mide boş gözüm karardı
Bende yokken elde vardı doyunmaya sıram geldi
Çok ezildim çok horlandım canımdan bezdim darlandım
Yürürken yaşamın kıyısında
Ellerin ellerimde
Gözlerin hayat bana dalarken hülyalara
Sitemim sonbahara dökülen yapraklara
Gezerken zamanın sarhoşluğunda
Attım üstümden bu yükü çıktım kenara
Hayat denilen sahneyi bıraktım sana
Yap rolünü at golünü dokunma bana
Artık senindir bu sahne haydi sen oyna
Yakışmış yüzüne maskın yansıtmış seni
Ezildiyse beden ve ruh varoluşun boşluğunda
Kaybolduysa sende akıl neonların ışığında
Bil ki kendinde değilsin
Sen eğilme bırak gökyüzü eğilsin
Kalıyorsan tek başına karanlığında gecenin
Sen üzülme kaybolan mehtap üzülsün
Sadece yürek yetmez akıl da gerek bize
Öyle ders vermeli ki şu kudurmuş densize
Kıç üstü oturmalı ki bir daha kalkmamalı
Tekrar cesaret edip de yan gözle bakmamalı
Düşman tek değil şimdi birçok düşman yan yana
Derman mı kalmadı dizlerimde
Yağmurlar mı birikiyor gözlerimde
Değilim farkında
Oturmuşum tek başıma gülhane parkında
Dalmışım uzaklara
Bildiğim bilmediğim
Kapalı kapılar ardında
Kim bilir ne hayaller var
Umuda yolculuklar
Bu tatlı hayallerle başlar
Varıldığında yolun sonuna
Hayaller yorulur
Kara gönlüm karanlıklar
İçindeyken çıktın geldin
Bu susamış çaresize
Bir yudum su hayat verdin
Tam kendimi buldum derken
Bir avuç toprağını bin altına değişmem
Seninle soluyor özgürlüğü bu yetim
Milyon kere milyon defa benimsin
Gönül bağım ana kucağım memleketim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!