bir sirtaki…
bir de kavakları izmir’in
rakıya belenmiş geceler…
ey dolunay
yeter oynaştığın denizimle
zira…
O son günden bir gün sonra
Uzanınca
Boylu boyunca
O derin çukura
İhtimal ki
Bir hoş geldin ekibi
yüzleşememelerin iki yüzlülüğü
korkak cesaretler
sevinçler
hüzünler
tutkulu sevişler
yazılamayan, yansıtılan dizeler
Karanlığa sevdalar…
…………………….
Duyulmayan,
Hissedilen seslerin eşliğinde
Ağlayan ruhlar mezarlığında
Satırı satırına sevişmeler
rus çingenenin acıtan sesi
ihtimal ki bir aşk şarkısı dilindeki
içimde bi yerlerde
kabuk bağlamış bi şeyleri
anlayacağın
kanatıyor beni
Dost meclisi…
Lakırdılar, yaşama dair…
Kahkahalar kızılca kıyamet…
Bense dostlar arasında
Oturmuşum bir başıma
Alaca bi karanlık
sen batımını izliyor gözlerim dalgın,
aleve kesmiş her yan...
az sonra sana çalacak göğümün yüzü…
yemyeşil çimende bir sen kokusu ki,
koklamaya gör…
nasıl da sarıp sarmalıyor insanı
Son yudumundayken gecenin
Bitmiş bi şarap şişesinden daha nefret edilesi ne ola ki
Kendinden gayri…
Hele de bitmişse son sigaran
İşte o an en katmerlisi
Boğulurken kendi terinde
sabah…
karşıcı gelmekte yine dolu dizgin
merhabayı esirger oldum yeni günden
bir can yitip gitmekteyken…
hele de
camlardan damlarken gökyüzü...
zeytin ağaçlarının çıtırtısında şömine...
ve…
bi de taş plak...
hamiyet… hani…
Şair Hasan Esat Heptunalı, bilmiyorum beğeniyor mu yazdıklarını? Ama ben çok beğenerek okuyorum kendisini.. İnsan, hep birşeyler buluyor kendinden onun dizelerinde... Şanslı olduğumu düşünüyorum. Şiirleriyle tanışabildiğim için... Umarım yazmaya devam edersiniz...
Özlemle yeni şiirlerinizi bekl ...