O sakin limanlar ki,
Avuntu gölleri...
Kendimizi aldattığımız...
O fırtınalar ki,
Hep çeker bizi...
Koynunda kaybolduğumuz.....
önce
saplar tırnaklarını
kurtulmak istedikçe daha da derinlere
zaman geçer
izleri kalır
son kertede
Erik ağaçlarının sonradan olma meyveleri gibidir
Dal dal çocuklar
Cepler dolar
Karınlar doyar
Gözler…
Yine de en büyüğünü arar…
Niye aradın?
Diyen sesin
Sanki buzluktan çıkmış gibi
Üşüttü içimi…
Bak…bi hasta olursam …
Bilirsin ağır olur
Toplanmış bulutlar…
Hava patlamak üzere…
Nefes almak ne de zormuş meğer
Kabarır deniz az sonra …
Arsızca...
Yutarcasına…
yalnızlık mı çökertir seni
bir kuytu köşeye
yoksa....
sen mi çekersin üzerine...
yanıtını bildiğin....
yanıtsız bir döngüdür
Yap bi delilik…
Apansız bi vakti gecenin
Çal kapımı
Ya da
Gel …de
Sevişlerimiz olsun canhıraş….
hiç bi'şey...
geç ya da erken değildir..
zamanında gelir....
her ne gelecekse....
unutmadan….
şunu da bilmeli…
gün yüzlü bir kadın geçti
penceremden
gözleri pek bi derin...
mısır patlağı
halinde hallerim…
dudak oldum dudaklarında
madem ki geldin…
bir çiy tanesi tadında gülümse-meli…
-yebilmeli…
-miyorsan…
gocunmak yok…
siktirip gitmesini de bilmeli…
Şair Hasan Esat Heptunalı, bilmiyorum beğeniyor mu yazdıklarını? Ama ben çok beğenerek okuyorum kendisini.. İnsan, hep birşeyler buluyor kendinden onun dizelerinde... Şanslı olduğumu düşünüyorum. Şiirleriyle tanışabildiğim için... Umarım yazmaya devam edersiniz...
Özlemle yeni şiirlerinizi bekl ...