Dün gece güneşi gördüm ayın arkasında.
Saklamıştı sanki kaçar gibiydi o anda.
Oysa ay çok geç kalmıştı akşamdan doğmakda.
Gök kubbe karanlık bu yüzden sabah geç olmakda.
Toprak sarsılmış, yol çatlak, toz duman her taraf.
Karışmış dünya, çökmüş gök kubbe yok bertaraf,
Her yer karanlık tutacak el göremiyorum.
Sanki yangın yerine dönmüş gibi her taraf.
l Mayıs 2012 Cumartesi
Gözlerimin kaydığı noktada,
Bütün devrimleri görüyorum.
Alfabeyi gösteren tahtada,
Baş öğretmenimi görüyorum.
Harflerin yürüdüğü çizgide,
Gözlerini kapattığını söyleme sakın,
Beni seyrettiğini görüyorum.
Süzgün gözlerin ile o sevdalı bakışın,
Sonrasındaysa, sana ölüyorum.
Ne zaman duysam o yüce Mustafa Kemal'i,
Titrer yüreğim, ödenemez onun bedeli.
Karanlık tarihi aydınlatan yüce dahi,
Tarihlere sığmayan O Mustafa Kemaldi.
Bu gün seni türkülerde aradım ATAM.
Kahrımdan öldüm de dirildim ATAM.
Üzgünüm, adını bile anan olmadı...
Bu millet seni çok çabuk unuttu ATAM.
Resmini seyrettim o kara tahtalarda.
İnkılapların anı kalmış oralarda...
Çocuklarını aradım Cumhurlarda,
Ocakları sönmüş, onlarda yoktu ATAM.
Bin kere düşün, bir kere vur dedin ATAM.
Neyi düşüneyim, kime vurayım ATAM.
Aşağı tükür sakal, yukarı tükür bıyık...
Dağılmış kuvayi milliye, gel be ATAM.
Emir verdiğin yerlerde otlar kurudu...
Tek güvencemiz var, o da kahraman ordu...
Şayet olmasaydı, vatanım yok olurdu,
Gel de Cumhuriyeti yeniden kur ATAM.
5 Mart 1999
Almış başını giderken ağlıyor yürekler,
Ya şehittir, ya da gazidir bu askerler.
Ayrı bölgelerden gelmiş, belki dönemezler,
Tek vücut, tek kafa, pek çok cesur bu neferler..
Kimisi Anadoluilu, kimisi şehirli.
Bazıları Edirneli, bazıları Rizeli.
Hepsi bir karavana etrafında dizili,
Tek vücut, tek kafa, pek çok cesur bu neferler.
Biline ki Kürt, Roman, Ermeni de var orda!
Herkes birer kardeş, farksız tek urba altında.
Öyleyse nedendir bu dövüş, bu hırs, bu kavga,
Tek vücut, tek kafa, pek çok cesur bu neferler.
Sivilde birbirlerini hiç tanımaz iken,
Yatakhanede sıkıca sarılan kardeşken,
Göz yaşlarını tutamaz terhise giderken,
Tek vücut, tek kafa, pek çok cesur bu neferler.
Öyle bir sıcak dostluk ki askerin ocağı,
Öyle mukaddes ki o bir ana kucağı,
Öyle asildir ki, maziye dön gör geleceği,
Tek vücut, tek kafa, pek çok cesur bu neferler.
İşte Asker ocağı denilen mukaddes yer,
Değil kavga, dövüş, orası hep barış ister.
ATATÜRK İLKELERİNE tam bağlılık yeter!
Tek vücut, tek kafa, pek çok cesur bu neferler.
Sırasıyla Anadolu aklımıza gelen,
Hiç unutulur mu İzmir, şehidimiz Teğmen.
Gözden geçirelim, Kordonboyu ve Menemen!
Tek vücut, tek kafa, pek çok cesur bu neferler.
Geriye dönülmesi gerekiyorsa şayet,
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK başta gelir elbet!
Ufka bakınca, Çanakkale ve İzmir ibret!
Tek vücut, tek kafa, pek çok cesur bu neferler.
20 Aralık 2010 Pazartesi
İSTANBUL
'Gazi Mustafa Kemal'in Mahiyet çavuşu babamın anlatımı ile'
Sağ tarafımda kurşun yarası,
Sol tarafımda hasret acısı.
Sabret yavrum, bir gün geçer dedi
Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Seni,kara bulutlara sordum,'Kar'a sor' dedi.
Yağan kar'ın tanelerine birer birer sordum,
Arkadan gelmekte olan 'sağnaklara sor' dedi.
Yağmur damlacıklarına sordum, 'ağlıyor' dedi.
Esen fırtınada,hıçkırık seslerini duydum.
Çakmak olmuş,çakıyor gözlerin.
Yürekler yakıyor bakışların.
'Ya ölüm,ya İstiklâl' sözlerin,
Bizi İzmire gönderdi Atam.
Duman gördüm altın saçlarında...
Sabahın seherinde duyduğum ezan sesi,
Seni hatırlatıyor imam'ın her nefesi.
Cenk meydanlarında yaşattığın Cuma selâsı,
'Ben Türk'üm' diyen bütün İslam'ın son kalese.
Peygamberden sonra gelen son halifesin sen.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!