Sığırtmaçta ve çobanda,
Karısında, kızanında,
Dilencinin kulağında,
Gördüm dostlar, telefonu!
Teknoloji elimizde.
Huzursuz etmem, olmam,
Boşalırım, hiç dolmam.
Var benim zaaflarım,
Üzülürüm, coşarım.
Arzularım, yalvarmam,
Ne adam da, ne adam.
Kim sorarsa,tek, adam!
Çok çektik bu adamdan,
Gitmedi başımızdan!
Eğitimli aramam.
Onun adı Garipoğlu.
İstemez mi kurtuluşu?
Kolay değil, unutamaz,
Geçmişinin korkusunu.
Yıllarca hep, ezik durdu.
Bilir misin ne isterim?
Açlık bitsin, bu dileğim.
İnsanlığa yakışmıyor,
Fakirleri doyur beyim!
Zenginliği ne edeyim,
Balkanlarda barut kokar.
Buralarda dolu mezar.
Ecdadımız görmüş, pek çok,
Katliamlar ve savaşlar!
Telef olmuş, kırılmışlar,
Laf söyletmem köküme.
Kulak asmam küfrüne.
Ben aslımı bilirim,
Hiç gerek yok döküme.
Tekme, tokat yok olacak,
Akıl, fikir çarpışacak.
Bilmeyenler, ermeyenler,
Molla gibi, oturacak!
Ben mutlu olsaydım, şair olmazdım.
Küçük yaşta değil, kırkımda azdım!
Vakit buldukça, ilham da gelince,
Güldüm, ağladım, şiir, destan yazdım!
Ömür boyu muhalefetim dedim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!