Bu gece çok karanlık,
Yıldızlar parlamıyor,
Yol göstermiyor kutup yıldızı…
Gökyüzü hüzün yüklü ben gibi…
Neden hüzünlüyüm bu gece,
Işıl ışıldı caddeler,
Yosmalar gibi boyalıydı vitrinler,
Gözalıcıydı can alıcı kuşlar...
Senin gelişinle yanardı sokak lambaları
Gidişinle sönerdi üzgün...
Aşk, göze almaktır, ölümü bile,
Cesaretin yoksa yeller ile git!
Korkmuyorum elden düşersem dile,
Cesaretin yoksa eller ile git!
Ferhat, Şirin için delmiş dağları,
Aklımda fikrimde yoktun,
Aklımı başımdan aldın
Sonra
Ağlama nöbetlerim başladı.
Zavallılık kirletti usumu,
Çaresizlik kırdı
Gözbebeklerimden geçer kara tren
Dağı,taşı ürperten
Çığlık çığlığa haykırışıyla…
Güneş tutulması yalnızlıklarıma
Ara sıra uğrayıp
Düşlerimden ödünç alınmış günler taşır!
Gün mü doğdu yoksa sen mi bilemem,
Şebingülü ile günaydın gülüm!
Cenneti verseler sensiz dilemem,
Şebingülü ile günaydın gülüm!
Uykundan uyanıp ufkuma dol sen,
Geçti mi baharlar, kışlar ve yazlar,
Dünya döndü ama uyamadım ki!
Üşüttü mü bizi zalim ayazlar,
Aşkından soğuğu duyamadım ki!
Ayrılık rüzgârı esti pek yaman,
Çıngı düştü yüreğime,
İlk cemre gibi…
Yemyeşil oldu içim,
Çiçeklendi sevinçlerim…
Tarlaya atılan ilk tohum gibiydi aşk,
İlk filizlenen,
Ahu, ceylan değil, yalnız insanım,
Ömür bir rüyaysa senle dalsaydım!
Meşhur değilsem de, bulunur sanım,
Ömür ödül ise senle alsaydım!
Adını öğrendim heceler gibi,
“Üzgünüm” demek adetmiş
“Üzgünüm” demek alışkanlık,
“Üzgünüm” demek bazen alıklık!
Yeter mi bir kalbi kırarak
“Üzgünüm” demek!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!