bu sabahın sessizliğinde
horozlar öterken
bu sessizlikte ne yapar
nasıl düşünür insan
şaşıyordum
bugün hep seni ama seni
umut doluyduk yoksunluğunla –varlığınla
sen bendin- ben sen...
sofraya sıkıntı sunuldu
sökmedi
seyredilerek sıyrınıldı sayrılıklardan
SEVGİNDEN
yürüdük yan yana
kimi konuşarak kimi susaraktan
özlemi tattık ayrılığı yaşadık
(acı ve) yaşamı paylaştık
sevdik kana kana
siz sizler sizin gibiler
öyle sevindirir ve öyle üzersiniz
oysa yürekleriniz ne kadar temiz
ne sevmekten yorulur ne üzülmekten
ne kininiz var ne de çirkinliğiniz
ne olurdu öyle kalsanız
Karacaoğlan dan bugüne uzanır sesim
güzellik alış-verişi yapar nefesim
bir benim ve ama herkesim
öyle girdim öyle başladım inancıma
Pir Sultan dan Bedrettin’e uzanır başkaldırm
(1)
biliyor musun
sulardan süt sağıldı
dağlarda donmuşluklar uyarıldı
gökyüzünden özsular damıtıldı
toprak pamukla çiçekle ürünle neşelendi
özgür yaşamım
çıkagelir gelecek
yüreğim dopdolu
aşkımla konuşuyorum
bağırarak şarkımı
özgürlük şarkımı söylüyorum
gözetle gözbebeğim
gövdeleşen denizin dalgalarını
gelinciklerin güneşlenmesini gelecekle
el ele
güzellikler ekmekleşir
ezgiler ertelen(e) mez ki!
o tozlu yollarda zar-zor
ayaklar sürülüyor-sürünüyor-sürüklüyor
yeniden basıyorum bitmiyor-tükenmiyor
oysa lokomotif kömürü
sigara dumanı ya da is değildi ki
ama duruyor işte iz iz izler izler
‘damlaya damlaya göl olur’ken şiir
yüreğimdir kanayan
bir çocuk doğururken analar
diğer biridir toprak olan
ezinç dişlerini temizlerken kandan
nasıl vahşeti unutur insan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!