hasret sancısı seni ve beni yiyip bitiriyor yar
bu ıssız zifiri sensiz ve bensiz karanlık
sis basıyor yalnızlık kokan sabahlarımızı
deli mavi aşkımıza yazık oluyor yarim
çoktan beri güneş doğmayı unuttu
senle benle gülüşen benli sabahlarımıza
İki bin on beşin
son baharında
deli mavi bir aşk güneşinin
şafağı söktü sabahlarımıza
ay kasımdı gün salı vakit akşam
zaman aşk kokuyordu
yalan dünyada
zaman
forsa yapmış
takvim yapraklarına aşıkları
sarhoş girdaplarda
zamanın donduğu anda
kelimeler düğümlenir boğazına
sonra ansızın dökülür dudaklarından
usulca
harf harf
zaman makinesı
aşk mevsiminin lavanta kokulu günlerine
götür beni
hani o Ankara sonbaharının
o kasım akşamına
gül gülüşenimin bakışlarının yüreğimde
sanki
başka bir evrendeyim
senli benli bir düş gibi bir yer
sen yanımdasın kollarımdasın
ama orası dünya değil
dünya ötesi bir yer
öylesine aşka bulanmışken
severken sevilirken
yüreklerimiz sevişirken
yok sayması aşıkların aşkı
aşkı söndürmüyor körüklüyor
daha da büyütüyor
zifiri bir sensizlik gecesindeyim
senli sabahlara
güneşi doğuracak
umudunda yüreğim
ama
her gecezaman limanının
hasret rıhtımında
gözyaşlarımızı boşaltıyor
pusulası bozuk aşk gemimiz
yalpalanıyor denizin
soluğanında
deli mavi aşkımızla
bakıyorum resmine
bakışlarım göz bebeklerindeki
aşk yangınında
ateş böcekleri gibi dans ediyor
yüreklerimiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!