iki bin beşin sonbaharının
o kasım akşamında
ben seni aşk eşim bilip sevdim
aşkımı sundum sana
yüreğimden yanan
deli mavi aşkın
seni benim gözümle gör bir de
yada daha önemlisi
yüreğimle yüreğini gör
nasıl aşık olmaz mısın
sensizliğin acısını
o son baharda kasım akşamı
sana yüreğimle geldim
öyle bir gül gülşen
deli mavi sevda
büyüttüm ki
adı sen olan
yüreklerimizde
aşka adanmışlığın kokusunda
bir sonbahar yorgunluğu
sadece seninle benim yaşadığımız
aşk doruklarının
sisli güzelliğindeki giz
sevgili
aşka
emek vermeden
senin uğruna acılar çekmeden
aramızda varsaydığın uçurumları
aşmadan
bir aşk dervişiyim ben
çölleşen aşkımızı yeşertmek için
uğraş veren
ama arayıp sevgiliyi bulamayan
yorgun düşen
yorgunluğu bitince
yüreklerimiz
biri birine çıkarsız kavuştu
bizim
geldin yüreğime
gönlümün kraliçesi oldun
sonsuzdan sonsuza
ruhumda acı bir serenat var
sevgiliye hasretimin
yüreğimde yankılanan aşkın
deli mavi bir çıngısının
gül gülşen
yanık kara deniz bozlağı
senin
mert duruşuna
yüreğimi okuyuşuna
buğday sarısı saçlarınla
endamlı salınışına
aşık oldum ben
ruhum yüreğimle sohbet ediyor
aşkımız üzerine
vakit gece yarısının çok ilerisinde
seni soruyor yüreğime
neden ona ulaşmıyorsun diye
soruveriyor apansız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!